KAYABAŞI

Belediye Başkan Yardımcılarının Görevden Alınması

Belediye Başkan Yardımcılarının Görevden Alınması
Belediye Başkan Yardımcılarının Görevden Alınması

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49. maddesinin 2. fıkrasında; "Belediye personeli, belediye başkanı tarafından atanır. Birim müdürlüğü ve üstü yönetici kadrolarına yapılan atamalar ilk toplantıda belediye meclisinin bilgisine sunulur." düzenlemesi yer almaktadır.

Anılan mevzuat ile personel atamaları konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerinden olup, bu yetki kullanılmak suretiyle tesis edilen işlemlerin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde sözü edilen bu durumun dava konusu işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. 

Bilindiği üzere yarı yarı siyasi yarı idari bir kadro olan belediye başkan yardımcılığı kadrolarına iki şekilde atama yapılmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. Maddesi uyarıca meclis üyelerinden atama yapılabilmekte yada 657 sayılı Kanunun 68/B maddesi uyarıca memurlar arasından atama yapılmaktadır.  

Ayrıca personel rejimimiz ve 657 sayılı Kanunda dikey hiyerarşi-dikey yükselme kabul edilmiştir. Bir kurumda Genel Müdür yardımcısı olmak için kamu görevlilerinin şube müdürü, daire başkanı, genel müdür yardımcısı kadrolarını iktisap etmesi gerektiği genel kuraldır. Öte yandan, genel müdür  oldu iseniz artık genel müdür yardımcısı yada daire başkanı olarak atanmazsınız, dikey hiyerarşi ve dikey yükselme bunu gerektirir.

Danıştay 5. Dairesinin Danıştay Dergisinde de yayımlanan E:2009/3013, K:2011/7360 sayılı  kararında yönetici atamalarına ilişkin açılacak davalarda, işlemin sebep unsuru yönünden dikkat çekici tespitleri bulunmaktadır. Karara göre:

“İdari kurumlar, görevlerini yerine getirebilmek bakımından, yönetici kadrolarına, bu kadroların görevlerini yerine getirebilecek nitelik ve yeterlikte personel ataması yapmak zorundadırlar. Bu konuda atamaya yetkili amirlerin takdir yetkileri bulunduğu gibi, o görev için en uygun kişiyi seçme görevleri de vardır. Bu bakımdan, bu şekilde atanan kişilerin, görevin gerektirdiği koşullara sahip ve o görevi yerine getirmeye en uygun personel olduklarının kabulü zorunludur. Bir göreve atanan personelin o görevden alınması da, kendisinden kaynaklanan olumlu ya da olumsuz hususlardan dolayı olabilir. Görev gereklerini yerine getiremediği, yetersiz ve başarısız olduğu, ya da görev başında kalmasında kendisinin veya kurumunun itibarı yönünden sakıncalı sayılabilecek tutum ve davranışları gibi olumsuz nedenler alınma gerekçesi oluşturabileceği gibi; birikiminden yararlanma amacıyla daha üst bir göreve atanmak üzere seçilmesi gibi olumlu nedenler de görev değişikliğinin hukuki sebebini oluşturabilir. Ancak, kişiden kaynaklanmayan, onun dışındaki, bilhassa idarenin işlem ve eylemleri sonucu oluşan nedenlerle görevden alma işlemi, hukuka uygun olarak nitelendirilemez.” 

Belediye başkan yardımcılığı görevinden alınma hallerinde genellikle takdir yetkisinden bahsedilerek işlemin hukukiliği savunulmaktadır. Belediye başkanının yardımcılarını değiştirme konusunda takdir yetkisi olduğu kuşkusuz olduğu gibi bu yetkinin dava açılma aşamasına gelmeden, kazanılmış haklara dokunulmadan, rıza alınarak yada danışmanlığa atama şeklinde kullanılması daha isabetli olacaktır.

Nitekim Akçakoca Belediye Başkan Yardımcısının görevden alınmasına ilişkin işlemi iptal eden Sakarya 1. İdare Mahkemesi kararı Danıştay 5. Dairesinin 2015/2492 sayılı kararı ile onanmış, keza Atakum Belediye Başkan yardımcısı tarafından açılan davada da Danıştay 5. Dairesi E:2015/1701 sayılı kararı ile “Davacının belediye başkan yardımcılığı görevini gereği gibi yerine getiremediğine, mesleğinde başarısız olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığından, görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği ortaya konulmaksızın, sadece takdir yetkisi kapsamında tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da yeni tarihli bir (E:2018/844) kararında “Maddi olay göz önüne alındığında; davalı idare emrinde daire başkanı olarak görev yapan davacının bu görevden alınarak uzman kadrosuna atanmasında davalı idarece herhangi bir gerekçe ileri sürülmediği gibi davacının görevinde başarısızlığı yada yetersizliği hususunda somut bir neden de ortaya konulmamıştır “ gerekçesi ile büyükşehir daire başkanının görevden alınmasına ilişkin işlemin iptal edilmesine karar vermiştir. 

Bunun yanında, üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları gözetildiğinde; bu tür kadrolara atama yapma ve görevden alma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin daha geniş olduğunun da kabulü gerektiği yargısal içtihatlar ile kabul görmeye başlamıştır. 

Nitekim, Anayasa Mahkemesi 8.12.2015 tarih ve E.2014/87,K.2015/112 sayılı kararında; daire başkanı kadrolarının idareci (yönetici) kadroları olduğunu, idarenin bu kadrolara bir kere atadığı kişileri meslek hayatları boyunca bu kadrolarda çalıştırma zorunluluğunun bulunmayacağını, bu kadrolara atanan kişiler yönünden, bulundukları statülerden doğan, tahakkuk etmiş, kendileri yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haklardan yahut bu durumun devam edeceği yönündeki haklı beklentiden söz edilemeyeceğini, kamu yararı ve hizmetin gerekleri dikkate alınarak bu kişilerin idarecilik görevlerine son verilmesi durumunda kariyer meslek kadrolarından gelenlerin kendi kadrolarına atanmalarının mümkün olduğunu, bunun kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönünün bulunmadığını vurgulamıştır.

Sonuç  olarak, belediye başkan yardımcılığı kadrosu yarı siyasi yarı idari bir kadro olup, görevden alma işlemleri idari yargı denetimine tabi olduğundan hukukilik denetimine dikkat edilmesi gerekmektedir. İdari yargı merciileri yerindelik denetimi yapmamakla beraber, işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti halinde görevden alınan başkan yardımcısını görevine iade edebilmektedir. 

Av. Sadi KAYABAŞI 


Paylaş:
Son Blog Yazıları
1 Aralık 2024 Pazar
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile idari para cezalarının birçoğu idari yargı merciilerinin görev alanında çıkarılarak sulh ceza mahkemelerini görev alanına alınmış, Karayollları Trafik kanununda yapılan değişikliler ile birlikte idare mahkemesinin görev alan...
24 Kasım 2024 Pazar
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’da, anılan Kanun kapsamında belli faaliyetlerde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhâl veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ya da hastalık sonucu ölmeleri ...
22 Kasım 2024 Cuma
Pasaport Kanununun “Pasaport veya vesika verilmesi yasak olan haller:" kenar başlıklı 22. Maddesinde;Yurt dışına çıkmaları; mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere ve terör örgütlerine aidiyeti, iltisa...