Son aylarda özellikle yapay zeka kullanılarak serbest meslek mensubu olan avukat, doktor, diş hekimi, veteriner hekim, mimar, mühendis, müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir, danışman, ressam, yazar, bestekar, kimyager, noter, gibi meslek elemanlarının vergi yoklamasına tabi tutulduğu ve hasılat farkı tespit edilerek tarhiyat yapıldığı görülmektedir. Çoğu varsayıma yada yoklama memurunun kanaatine dayalı olan ve somut tespit içermeyen bu tarhiyatların dava edilmesi halinde vergi mahkemeleri tarafından terkini mümkündür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde ise, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin buna iddia eden tarafa ait olduğu hükmüne yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6. maddesinde; kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 38. maddesinde; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.
Gerek vergi incelemesi ile gerekse de yoklama memurlarınca yapılan denetimler sonucu birçok işletme hakkında hasılat farkı tespit edilerek vergi tahakkuk ettirildiği görülmektedir.
İşyerinde bulunan ikinci bir muhasebe programı yada benzeri ikincil kayıtlar esas alınarak yapılan bu değerlendirmeler ile mükellefin beyan ettiği tutarların üzerinde geliri olduğu kanaatine varılarak hem usulsüzlük cezaları kesilmekte, hem de takdir komisyonu kararları ile gelir, kurumlar, KDV ve geçici gelir vergisi tahakkuku yapılmaktadır.
Hasılat farkına ilişkin tespitler çoğu zaman mutad olsa da birçok somut uyuşmazlıkta hayatın olağan akışına aykırı tespitler yapılarak afaki vergi tahakkuku yoluna gidildiği görülmektedir. Ödeme imkanı bulunmayan ve mükellefe vergi davası açmaktan başka çare bırakmayan bu tespitlerin birçoğunun eksik ve varsayıma dayalı olduğu vergi mahkemesi kararları ile ortaya çıkmaktadır.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun veya olayın özelliğine göre normal ve mutad kabul edilen bir biçimde idarece belirlenen matrah veya matrah farklarının mutlak gerçekliğinin kavranması ancak mükellefin katılımıyla tespit edilebilecek bir durumdur. Zira beyan sisteminin doğal sonucu olarak tüm kanıt üretim alanları (defter ve belgeler, tarafların kimliği, ödeme ve tahsilat kayıtları ile diğer kayıtlar) mükellef tarafından oluşturulmaktadır. Vergi idaresi ancak bazı araçlarla sınırlı bir şekilde ödenmesi gereken verginin gerçek tutarına ulaşabilir.
Bu nedenle, vergi inceleme ve takdir komisyonu kararları ile takdir edilen dönem matrahının veya matrah farkının; vergiyi doğuran olayı kavraması ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygunluk veya olayın özelliğine göre normal ve mutad kabul edilen bir biçimsellik sınırları içerisinde olması yeterlidir.
Genellikle ikinci defter, ikici muhasebe kayıtları yada benzeri bilgisayar programının tespiti ile yapılan bu tarhiyat çoğu zaman karşıt inceleme olmaksızın, kimden ne kadar ücret alındığını tespit etmeden, yalnızca ikincil kayıtların tamamının hasılatmış gibi değerlendirilmesi sonucu tarhiyat önerilmekte, bu şekilde eksik ve varsayıma dayalı tarhiyat ise vergi yargısından dönmektedir.
Danıştay tarafından da onanan Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 2015/1206 sayılı kararında;
"Bu durumda, davacı şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporuyla, kurumun kayıt dışı satış yapıldığı ileri sürülen kişiler nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, raporda H..... hesabına yapılan kayıtların açıklama kısımlarında alış yapıldığı iddia edilen firma isimlerinin belirtildiği, ancak bu firmalar nezdinde de karşıt inceleme yapılanarak teyidi sağlanmadığı, şirketin kaydi ve fiili envanteri yapılmadan kayıtışı hasılat hesaplandığı, kurumlar vergisi raporunda tespit edilen karlılık oranın % 23,90 gibi rakamlara tekabül ettiği, sektörün emsal karlılık oranları araştırılmadan, ilgili kurum ve kuruluşlara sorulmadan hesaplama yapıldığı, raporda alınan çekler ve verilen çekler kayıtlarının bankadan teyid edildiği ve bu bilgilerin H..... hesabı ile uyumlu olduğunun belirtildiği ancak, bu hesapların resmi muhasebe hesabı ve defter kayıtları uyumlu olup olmadığının kontrol edilmediği, şirketin dönem bası ve dönem sonu stok miktarları resmi kayıtlar doğru kabul edilerek alınırken, hasılat rakamı ile dönem içi alış rakamı ikinci defter olduğu iddia edilen kayıtlar doğru kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmakla, beyan dışı bırakıldığı belirtilen hasılat farkının eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olarak tespit edildiği sonucuna varıldığından söz konusu eksik inceleme sonucu belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve kurum geçici vergisi tarhiyatlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verilirken, kaydi ve fiili envanteri yapılmadığı, sektörün emsal karlılık oranları araştırılmadığı ve en önemlisi ikinci defter olduğu iddia edilen kayıtların doğru kabul edilerek eksik ve hatalı hesaplama yapıldığına vurgu yapılmıştır.
Firma araçlarının tükettiği yakıt miktarından hareketle hasılat farkı sonucuna varılarak yapılan tarhiyata ilişkin davada Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi "Bu durumda, davacı şirket hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporuyla, davacı şirketin ana faaliyet konusu ile ilgili olarak yaptığı taşımacılık ortaya konulmadan, bu konu ile ilgili konunun uzmanı ilgili mesleki teşekküllerden araştırma ve inceleme yapılmadan, sadece bir makale esas alınarak, davacı şirkete ait araçların tükettiği yakıt miktarı ve buradan hareketle beyan dışı bırakıldığı belirtilen hasılat farkının eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olarak tespit edildiği sonucuna varıldığından söz konusu eksik inceleme sonucu belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmamaktadır" gerekçesiyle tarhiyatın iptaline karar vermiştir.
Hasılat farkına dayalı olarak vergi tahakkuku yapılması halinde tespiti yapılan rakamsal tutarın tamamının hasılat (gelir, kazanç) olduğunun her türlü şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Genellikle vergi inceleme elemanları yada yoklama memurları bu kadar titiz bir inceleme yapmadığı gibi tamamen varsayıma yada kanaate dayalı tespit yapmakta, son aylarda görüleceği üzere yapay zeka programlarına tespit yaptırarak hatalı sonuçlara ulaşmaktadır. Eksik ve varsayıma dayalı olarak vergi tahakkuk ettirilemeyeceğinden dava açılması halinde tahakkuk eden vergiler terkin ettirilebilecektir.
Av. Sadi KAYABAŞI