657 sayılı Kanunun 125. Maddesinde disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller sayılmış olup, buna göre; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezaları devlet memurlarına verilecek cezalar olarak düzenlenmiştir.
Madde uyarınca verilecek en hafif ikinci ceza kınama cezası olup, kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak,
b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,
d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
e) Devlete ait resmi araç,gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
f) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,
h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
j) Verilen emirlere itiraz etmek,
k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,
l) Kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak.
m) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek
Sayılan fiiller içinde "Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" eylemi de sıkça cezalandırılan fiillerden biridir. Ancak "itibar ve güven duygusunu sarsacak davranış" şeklinde tanımlanan fiil son derece müphem olup, hangi fiillerin bu kapsamında olduğuna son tahlilde yargı merciileri karar verecektir.
657 sayılı Kanunun 8. Maddesinde " Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyle göstermek zorundadırlar." kuralına yer verilmekte olup, disipline konu edilen fiil de bu kuralın olumsuz halinin cezalandırılmasıdır.
Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunan memur kınama cezası ile cezalandırılır, hizmet dışında ile kastedilen memurun görevli olmadığı, görevinin başında bulunmadığı hali kapsamaktadır.
Memurun görevli olmadığı hal ile memurun özel hayatı karıştırılamayacağı gibi kamu personelinin özel hayatındaki fiil ve davranışlarından dolayı hakkında disiplin hukuku hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hem Danıştay hem de Anayasa Mahkemesi kararları ile içtihada bağlanmıştır.
Danıştay Onikinci Dairesi; özel ve aile hayattaki fiil ve davranışların mesleğin icrasına somut olarak etki etmediği, mesleki faaliyet ile ilgisi olmadığı ve çalışılan yere yansıtılmadığı sürece disiplin hukukunu ilgilendirmediği ve disiplin suçu oluşturmayacağına, aksi takdirde verilen disiplin cezasının Anayasa'nın 20 nci maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8 inci maddesi uyarınca özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlali sonucunu doğuracağına hükmetmiştir.
Anayasa Mahkemesi kınama cezasına ilişkin bir davada (2016/7091) ;
"70. Başvurucunun kınama cezası ile cezalandırılmasına dayanak olan telefon konuşmaları ve Facebook paylaşımlarının aday memur olarak göreve başladığı tarih öncesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan başvurucunun evli olduğunu bildiği kişiyle ilişkisini iş ortamına yansıtarak alenileştirdiği ve özel hayatına ilişkin konuları meslek hayatına olumsuz şekilde yansıttığı, diğer bir ifade ile kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesine engel olduğu yönünde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu hususun aksini gösterir bir bilgi idari veya yargısal sürece de yansımamıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesince farklı yönde değerlendirme yapılmasını gerektiren bir durum söz konusu değildir.
71. Bu durumda başvurucunun evli bir kişiyle ilişki yaşaması şeklindeki özel hayatına dair eylemlerinin disiplin soruşturması sonucu kınama cezası ile cezalandırılmasının ve memuriyetten çıkarılmasının temelini oluşturduğu, başka bir deyişle başvurucunun kınama cezası ile cezalandırılmasında özel hayatı kapsamındaki davranışlarının belirleyici olduğu görülmektedir. Böyle bir müdahale olduğunda derece mahkemelerinin gerekçelerinin bireyin özel hayatına müdahaleyi haklı kılacak yeterlilikte olması zaruridir. Oysa Mahkemece söz konusu eylem ve davranışların başvurucunun mesleki hayatı -aday memur olarak görev yaptığı kurum- üzerindeki olumsuz etkileri ve riskleri ikna edici gerekçelerle açıklanmamıştır. Dolayısıyla inceleme konusu soruşturma ve yargılama kapsamında başvurucunun eylemlerinin mesleğine bir etkisinin bulunduğunun ortaya konulamadığı değerlendirilmektedir."
cümleleri ile Yargıtay zabıt katibi hakkında verilen ihraç kararını hakkında ihlal kararı vermiştir.
Disiplin kurallarının, temel olarak idarenin iç düzeninin korunması fonksiyonunu üstlendiği göz önüne alındığında, kamu görevlilerinin hizmet dışındaki özel hayatına yönelik fiillerinin memur disiplin hukukunun alanına girmesi için, bu düzeni bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını olumsuz şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekmektedir. Kamu görevlisinin hizmet dışında özel yaşamını ilgilendiren bu ilişkisinin kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını olumsuz şekilde etkilediğinin veya kendisine duyulan saygınlık ve güven duygusunu sarstığının somut olarak ortaya konulması gerekmektedir. Somut tespitin bulunmadığı hallerde konunun yalnızca bireyin özel hayatına ilişkin olması halinde verilecek disiplin cezasının iptal edileceği açıktır.
Av. Sadi KAYABAŞI