3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'na 6638 sayılı
Kanununun 32. maddesi ile Geçici 27. madde eklenmiş ve (bazı ünvanlı kadroları
işgal edenler dışında) 01/01/2015 tarihi itibarıyla İkinci, Üçüncü ve Dördüncü
Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı
bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanların Yüksek Değerlendirme
Kurulunun teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile resen emekliye sevk
edilmelerinin önü açılmıştır.
Kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmuş ise de,
Yüksek Mahkeme 04/05/2017 tarih ve E:2015/41, K:2017/98 sayılı kararında ;
idareye tanınan takdir yetkisinin, keyfilik anlamına gelmeyip kamu yararını
gerçekleştirmek amacıyla ve objektif kriterlere uygun olarak kullanılabileceği,
idarenin bu yetkisini kullanırken kamu hizmetinin daha iyi işlemesi veya kamu
yararı amacıyla işlem yapabileceği, bunun için ise söz konusu kadrolarda
çalışanlar yönünden birtakım ayırt edici objektif kriterlerin kullanılmasının
gerektiği hususlarına vurgu yapılmış ve anılan Kanun hükmünün Anayasa'ya
aykırılık taşımadığı sonucuna varılarak iptal isteminin reddine karar
verilmiştir.
Geçici yapılan bu düzenlemenin ardından 2019 yılında
7196 sayılı kanun ile re'sen emeklilik kalıcı hale getirilmiştir. 55. maddede
yapılan değişiklik ile “Bulundukları
rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye
terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet
Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları
haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı
ile hizmet ihtiyacı sebebiyle kadrosuzluktan emekliye sevk edilirler."
düzenlemesi getirilerek üst üste beş yıl terfi edemeyen emniyet amirleri ile
dördüncü, üçüncü, ikinci sınıf emniyet müdürlerinin bakan onayı ile emekliye
sevk edilmelerinin önü açılmıştır.
Bakan onayı ile yapılan ve 2015 yılından beri idari
yargı denetimine sunulan emeklilik işlemlerinin hemen tamamının iptal edildiği
görülmektedir.2015 yılında yapılan re'sen emeklilik işlemlerine karşı açılan
davalarda Danıştay 15 Temmuz darbe girişiminin de verdiği refleks ile takdir
yetkisinden bahisle davaları reddetmiş ise de, zamanla bakan onayı yapılan
emeklilik işlemlerinin birçoğunun keyfi ve hukuka aykırı olduğu anlaşılarak
iptaline karar verilmiştir.
Danıştay 5.
Dairesi artık istikrar kazanan kararlarında "Davalı idarece resen
emekliye sevk edilecek personelin seçiminde kullandığı belirtilen ölçütlerin
uygulanmasında eşit, objektif ve istikrarlı şekilde işlem tesis edildiğinin
ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacının resen emekliye sevk edilmesine
ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır" şeklindeki gerekçe ile
davanın reddine ilişkin kararların bozulmasına karar vermektedir.
Son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da 2021/1008 sayılı dosyada bakan onayı ile yapılan emeklilik işlemlerinde keyfiliğe vurgu yapmaktadır;
"Dava dosyasının ve benzer nitelikte olan
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu esasına kayıtlı diğer dosyaların
incelenmesinden; davalı idarece yapılan değerlendirmelerde, görevine devam
ettirilen personelin, kimi zaman sicil not ortalaması yüksek olmasına rağmen
ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından
re'sen emekli edilen personelin gerisinde kaldığı, kimi zaman ödül ve
takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri bakımından
diğerlerinden önde olan personelin geçirdiği soruşturmalar ve aldığı cezalar
dikkate alınarak görevine devam ettirilmediği; bir personelin görevine devam
edebilmesi için önünde engel olan bir fiilin diğer bir personel için engel
görülmediği; dolayısıyla, davalı idarece yapılan değerlendirmede dikkate
alındığı belirtilen, personelin, geçmiş hizmetleri, haklarındaki soruşturma ve
cezalar, performans puanları, temsil ve yöneticilik yetenekleri, özgüveni,
verimlilik ve benzeri özelliklerinin gözetilmesinde eşit, objektif ve
istikrarlı bir uygulamanın bulunmadığı, bunlardan birine öncelik verilmiş ise
bunun gerekçelerinin açıklanmadığı anlaşılmaktadır."
şeklindeki gerekçe açıkça bakan onayı ile yapılan emeklilik işlemlerinin
hukuka aykırı ve keyfi olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu konuda vurgulanması gereken diğer bir husus da, emeklilik işlemi iptal
edilen rütbeli personelin bir sonraki sene yeniden emekliye sevk edilmesidir. Sıkça
görülen ve her sene emekli edilen rütbeli personelin dava açmasını gerektiren
bu yıldırma amacı güden işlemler yargı organlarının da gözünden kaçmamaktadır.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 2021/271 sayılı
kararında bu hususa açıkça değinilmektedir;
"Uyuşmazlık
konusu olayda ise, davalı idarece bir yandan davacının 2018 yılı rütbe terfi
sözlü sınavından başarısız sayılması nedeniyle kurul gündemine alınmayıp re'sen
emekliye sevk edilmesine karar verildiği, diğer yandan da anılan işlemin iptali
yönündeki yargı kararının "davacının re'sen emekliye sevk edilmiş
olması" gerekçe gösterilerek uygulanmadığı anlaşılmakta olup, ortaya çıkan
bu kısır döngünün, Anayasa'da yer alan "hukuk devleti" ilkesinin
doğal sonucu olan "mahkeme kararlarının icaplarına göre işlem tesis
etme yükümlülüğünün" ihlali sonucu doğuracağı gibi uyuşmazlığa
konu "resen emekliye sevk edilme" işleminin yargısal denetimini
de imkansız hale getireceği açık olduğundan; İdare Mahkemesince davacının
3.sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfisi için katıldığı sözlü sınavdan
başarısız sayılmasına dair işlemin iptali istemiyle açtığı davanın neticesi
beklenilmeden karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gibi anılan davada
verilecek kararın emekliye sevk işlemi üzerinde hukuki sonuç doğurmayacağı
yönünde davalı idarece öne sürülen iddialara itibar edilmemiştir. Bu
durumda, davacının "resen emekliye sevk edilme" işleminin sebep
unsuru olarak gösterilen "2018 yılı rütbe terfi sözlü sınavından
başarısız sayılması" işleminin kesinleşmiş yargı kararıyla iptaline
hükmedilmiş olması ve mevcut hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte
olan bu kararın gereğini "aynen" ve "gecikmeksizin"
yerine getirmekten başka bir seçeneği bulunmayan davalı
idarenin, davacının bir üst rütbeye terfisi için gerekli yasal süreci
yeniden başlatma zorunluluğunun bulunması karşısında, davacının kurul gündemine
alınmak için gerekli yasal şartları taşımadığından bahisle re'sen emekliye
sevk edilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi
yönde verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna
varılmıştır."
şeklindeki gerekçe ile yargı kararını uygulamayan yada uygulamış görünen
İçişleri Bakanlığı eleştirilmektedir.
Sonuç olarak, bakan onayı ile yapılan emeklilik işlemlerinin keyfi olduğu ve hukuki gerekçe taşımadığı gibi aynı durumdaki personel özelinde eşit ve objektif uygulanmadığı yargı kararları ile ortaya çıkmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü hemen her yıl yaptığı ve kadrolaşmadan başka bir amaca hizmet etmeyen bu tutumundan vazgeçmeli, ömrünü emniyet teşkilatına adayan rütbeli personeline adil ve hakkaniyetli davranmalıdır. Dava dilekçelerimizde de belirttiğimiz üzere insan onurunu korumak kolluğun vazifesidir ve kolluk önce kendi personelinin onurunu korumalıdır.
Av. Sadi KAYABAŞI