Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ve devamı maddelerinde yakalama ve gözaltı tedbirleri düzenlenmiştir.
Kanunda kimlerin yakalama yapabileceği düzenlenmiş olup, uygulamada daha çok savcı yada mahkeme kararı ile yakalama yapılmaktadır.
Yönetmeliğe göre Yakalama, suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan kişinin gözaltına veya muhafaza altına alma işlemlerinden önce özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınmasını ifade eder.
Bu yazıda daha çok mahkeme/savcı tarafından verilen yakalama kararlarının yerine getirilmesi üzerinde durulacaktır.
Müzekkereli Yakalama da denilen Yakalama emri yada Yakalama Kararında kural olarak çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli veya sanık hakkında yakalama emri çıkarılarak yapılan yakalamadan bahsedilmektedir.
Şüpheli/sanığın ifadesi için çağrıldığında gelmemesi yada ulaşılamaması halinde mahkemece yada savcılıkça yakalama kararı çıkarılarak kişinin kolluk güçlerince görüldüğü yerde geçici olarak alıkonarak ifade vermesi amaçlanmaktadır.
Özellikle Kovuşturma evresinde mahkeme, sanığın yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.
CMK 94 maddeye göre Hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır.Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.
İfadesi alınmak amacıyla düzenlenen yakalama emri üzerine mesai saatleri dışında yakalanan ve belirlenen tarihte yargı mercii önünde hazır bulunmayı taahhüt eden kişinin serbest bırakılması, Cumhuriyet savcısı tarafından emredilebilir. Bu hüküm her yakalama emri için ancak bir kez uygulanabilir. Taahhüdünü yerine getirmeyen kişiye, yakalama emrinin düzenlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından bin Türk lirası idari para cezası verilir
Yakalanan kişinin kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek amacıyla kaba üst araması yapılarak, silâh ve bunun gibi unsurlardan arındırılması sağlanır
Yakalama sırasında suçun iz, emare, eser ve delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirler alınır.
Yakalanan kişiye, suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile diğer kanunî hakları ve itiraz hakkını nasıl kullanacağı, herhâlde yazılı, bunun hemen mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhâl bildirilir.
Yakalanan kişi savcılık yada mahkeme tarafından ifadesi alındıktan sonra tutuklama talebi sözkonusu değilse hemen serbest bırakılır. Özellikle uzun süre ifade vermekten kaçan şüpheli/sanıkların tutuklanma korkusuyla teslim olmaktan kaçındıkları görülmektedir.
Tutuklama, delillerin korunması, şüpheli veya sanığın kaçmasını önleme vb. gibi nedenlerle geçici olarak başvurulan bir koruma tedbiridir.Soruşturma aşamasında tutuklama kararı Sulh Ceza Hakimliği, kovuşturma aşamasında ceza davasının açıldığı mahkeme tarafından verilmektedir.
Somut bir vakıada tutuklama nedenleri olsa bile, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı vermek yerine adli kontrol kararı alarak yargılamayı sağlıklı yürütmek mümkünse tutuklama tedbirine başvurulamaz.
Ceza Muhakemesi Kanununun 100.Maddesinde;
"Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez." kuralına yer verilmektedir.
Katalog suçlar dediğimiz Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78), Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80), Kasten öldürme (madde 81, 82, 83), Kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent b, e ve f), , İşkence (madde 94, 95), Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102), Çocukların cinsel istismarı (madde 103), Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149), Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220), Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308), Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar vd tutuklama nedeninin var olduğu kabul edilmektedir.
Yakalama kararı sonrası tutuklama kararı sıkça rastlanan bir durum değildir. Hakkında yakalama kararı bulunduğunu öğrenen kişilerde ifade alınma sonrası tutuklanacağı şeklinde bir algı meydana gelmekte ve bu nedenle ifade vermekten kaçındıkları görülmektedir. Bu tutum yanlış bilgiye dayandığı kadar tutuklama tedbirinin azlığı dikkate alındığında somut gerçeklik ile örtüşmemektedir.
Kanunda, hırsızlık, kasten yaralama, uyuşturucu ticareti gibi suçlarda tutuklama nedeninin var olduğundan bahsedilmekte ise de, genellikle bu suçlarda tutuklama tedbiri uygulanmamaktadır.
Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan açılan davada hakkında yakalama kararı verilen müvekkilimiz hakkında üç sene sonra alınan ifadesinden sonra yakalama kararı kaldırılmış ve tutuklama kararı verilmemiştir. Ara Kararda;
"1-İfadesi tespit edilen şahıs başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise derhal serbest bırakılmasına,
2-Hakkında yakalama kararı bulunan sanığın yakalamasının KALDIRILMASINA, " karar verilmiş olup, müvekkilimiz serbest bırakılmıştır.
Sonuç olarak, yakalama kararı bir tedbir olup, şüpheli/sanıktan ifade almayı amaçlamaktadır. Kanundaki ifade ile " İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez." denilmekte olup, yakalama kararı sonrası tutuklama istisnai olduğundan yakalama kararlarından kaçmamalı, ilk fırsatta teslim olarak ifade verilmelidir. Suçun özelliğine göre bir avukat ile ifade verilmesi, tutuklama tedbiri sözkonusu ise hukuki yardım alınması tavsiye edilir.
Av. Sadi KAYABAŞI