KAYABAŞI

4483 sayılı Kanun Uyarınca Soruşturma İzni Alınmaması Halinde

4483 sayılı Kanun Uyarınca Soruşturma İzni Alınmaması Halinde
4483 sayılı Kanun Uyarınca Soruşturma İzni Alınmaması Halinde

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129. Maddesinin 6. fıkrası uyarınca; memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı ceza yargılaması yapılabilmesi, kanunda belirlenen istisnalar saklı kalmak kaydıyla, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır. Anayasanın 129. Maddesinde yer verilen ve memurlarla diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına dair usulün düzenlendiği kanun, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’dur. 4483 sayılı Kanunun 1. maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin verilmesi usulü düzenlenmektedir. Memurların işledikleri suçlardan dolayı kovuşturulması, genel yargılama usulünden ayrı bir sisteme bağlanmıştır.

Kanunun 2. Maddesinde kapsam belirtilmiş olup, buna göre "Bu Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır." denilerek asli ve sürekli görevleri ifa eden tüm memurlar kapsama dahil edilmiştir. 

Kanunun 3. Maddesinde soruşturma izni vermeye yetkili merciiler sayılmış, 4. Maddede işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler, 5. Ve 6. Maddede ön inceleme usulü, 7. Maddede soruşturma izni süresi, 9. Maddede soruşturma iznine itiraz düzenlenmiştir.

Kanunun genel sistematiğine göre bir memurun görevinden kaynaklı suç işlenmesi halinde öncelikle yetkili merciin ön inceleme yaparak soruşturma izni vermesi gerekmektedir. Soruşturma izni verilmesi halinde ilgili bölge idare mahkemesine itiraz ederek iznin kaldırılmasını isteyebilir. Bölge idare mahkemesince de iznin kaldırılmaması halinde artık cumhuriyet savcıları suç isnadı hakkında soruşturma yürütebilecektir.

Bir suç ihbarının veya şikayetin 4483 sayılı Kanun kapsamına girdiğinin anlaşılamadığı ve soruşturma izni alınmaksızın veya 4483 sayılı Kanun kapsamında soruşturma izni alınması için gerekli işlemlerin yapıldığı, soruşturma izninin verildiği, ancak henüz yasal itiraz süresinin dolmadığı veya ilgili tarafından soruşturma izni verilmesine dair karara itiraz edilip de bu itiraz hakkında henüz karar verilmediği ve bu şekilde iddianame düzenlendiği durumda, Ceza Muhakemesi Kanunu m.174/1-d uyarınca mahkemece iddianamenin iadesine karar verilmesi zorunludur. CMK m.174/1-d’ye göre; “Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir”. Denilmektedir. Maddede ifade edilen “izin alınmaksızın” ifadesi, sadece yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesini değil, verilen soruşturma izninin itiraz edilmeksizin veya itirazın reddi üzerine kesinleşmesini de kapsamaktadır.

Öte yandan, soruşturma izni verilmeksizin veya bu yönde verilen karar kesinleşmeksizin iddianame düzenlendiği ve mahkemenin de CMK m.174/1-d uyarınca iddianameyi iade zorunluluğu doğrultusunda işlem yapmadığı durumda, CMK m.223/8’in ikinci cümlesi uyarınca mahkemece “durma” kararı verilmesi ve soruşturma izni verilmesine dair kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunludur. Durma kararı verilmesi zorunluluğunun tek istisnası, derhal beraat kararı verilebilecek hallerin gerçekleşmesidir (CMK m.223/9). Bunun dışında, mahkemenin CMK m.174/1-d hükmüne aykırı hareket ederek iddianameyi iade etmediği ve henüz ortada 4483 sayılı Kanuna göre kesinleşmiş bir izin kararı bulunmadığı durumda kovuşturma işlemlerinin yapılabilmesi mümkün değildir.

Nitekim, sanık müdafii olduğumuz dosyada ısrarla 4483 uyarınca soruşturma izni alınması gerektiğini vurgulamamıza rağmen ağır ceza mahkemesinde dava açılmış, 7. Celsede soruşturma izni alınmadığı fark edilerek durma kararı verilmiştir. Kararda "Sanık ...  hakkında zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği  ve katılan sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı kamu davası açılmış ise de; sanık ...'in kamu görevlisi olduğu, atılı resmi belgede sahtecilik suçunun soruşturmasının 4483 sayılı yasanın 2. maddesi gereğince soruşturma iznine tabi olduğu ve soruşturma izninin bulunmadığı anlaşılmakla, CMK 223/8-2. cümlesi gereğince kamu davasının DURMASINA" cümlelerine yer verilmiştir.

Sonuç olarak, kamu görevlisinin görevinden kaynaklı suç isnadı nedeniyle öncelikle 4483 sayılı KAnun uyarınca soruşturma izni alınması gerekmekte olup, bu usulün işletilmemesi halinde iddianamenin iadesi/yargılamanın durması gündeme gelebilecektir. 


Av. Sadi KAYABAŞI

Paylaş:
Son Blog Yazıları
25 Eylül 2024 Çarşamba
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile 5434 sayılı Emekli SandığıKanunu'nun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, kamu tüzel kişiliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanun'un yürürlük tarihi itibarıyla görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayan...
23 Eylül 2024 Pazartesi
6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde:"Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir./Hususi kanunlarındaödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göreyapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde öden...
16 Eylül 2024 Pazartesi
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3-e bendinde: "Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmeninkurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veyabulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile f...