KAYABAŞI

Marjinal Tarım Arazilerinin Tarım Dışı Amaçla Kullanılması

Marjinal Tarım Arazilerinin Tarım Dışı Amaçla Kullanılması
Marjinal Tarım Arazilerinin Tarım Dışı Amaçla Kullanılması

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda tarım arazilerinin çeşitleri ve tarımsal amaç dışında kullanıp kullanılamayacağı, kullanılacaksa koşulları belirtilmiş olup, bu kapsamda Kanunun "tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı" başlıklı 13. maddesinde; "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla;

a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar,

b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı,

c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri,

ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri,

d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar,

e) (Ek bent: 31/01/2007-5578 S.K./3.mad) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve

üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,

f) (Ek bent: 26/03/2008-5751S.K./1.mad) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi

üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji

kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları,

g) (Ek bent: 26/03/2008-5751S.K./1.mad) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları

için bu arazilerin amaç dısı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile

Bakanlık tarafından izin verilebilir. (Ek cümle: 31/01/2007-5578 S.K./3.mad) Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.

Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir. Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile kullanılır. Birinci fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında izin alan işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler. Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır. Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair uygulamaların usûl ve esasları tüzükle düzenlenir." seklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

Bu doğrultuda 24.07.2009 tarihli, 27298 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin Tüzük 'ün "imar planlarının yapılması ve değiştirilmesinde izin" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında; "Her ölçekteki imar ve çevre düzeni planlarının yapılması ve değiştirilmesinde tarım arazilerinin tarım dışı amaçlı faaliyetlere ayrılmasına Kurulun uygun görüsü alınarak Bakanlık veya valiliklerce izin verilebilir." kuralı yer almaktadır.

5403 sayılı Kanunla verilen yetkiye istinaden çıkarılan, Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinde, "Arazi özellikleri; kullanım sekli, toprak özellikleri, arazi sınıfı, tarımsal özellikleri ve çevre arazilerle tarımsal kullanım bütünlüğü, herhangi bir zirai geliştirme projesi içerisinde olup olmadığı göz önüne alınarak hazırlanacak tarımsal etüt raporu ile belirlenir. Tarımsal etüt raporları, arazi etütlerinin yapılması ile ilgili Bakanlıkça düzenlenen hizmet içi eğitimi almış en az iki ziraat mühendisi tarafından hazırlanır. Eğer ilde bu eğitimi almış ziraat mühendisi yoksa toprak, tarla, bahçe veya tarımsal yapılar bölümü mezunu en az iki ziraat mühendisi tarafından hazırlanır. Il Müdürlükleri verecekleri kararda bu raporda belirtilen tarım arazi sınıflarını, kullanım şekillerini ve tarımsal bütünlüğünü, herhangi bir sulama ve zirai depolama projesi içerisinde yer alıp almadığına dair ilgili kuruluşlardan alınacak belgeleri ve arazinin diğer tarımsal özelliklerini esas alarak değerlendirme yapar ve kararını gereği için ilgili kuruluşlara, istatistiki bilgi derlenmesi için Bakanlığa gönderir" hükmüne yer verilmiştir.

Tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasının mümkün olup olmadığı hususu bu arazilerin toprak vasfının belirlenmesine bağlıdır. Kural olarak mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı mümkün değildir. Ancak bu dört sınıf dışında kalan  tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir.

Marjinal tarım arazileri, mutlak tarım arazileri, Özel Ürün Arazileri ve Dikili Tarım Arazileri dışında yerel önemi veya yerel ihtiyaçlar nedeniyle tarıma açılmış arazilerdir. Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri içerisinde tarımsal bütünlüğü olan lokal marjinal araziler, tarımsal bütünlüğün bozulmaması için yaygın olan önemli tarım arazisi olarak kabul edilir. Tarım dışı kullanım izinlerinde bu araziler için hazırlanan toprak koruma projesi ile tarımsal bütünlüğe olan olumsuz etki kaldırılıyorsa izin verilir.

Uygulamada imar planı olsun olmasın tarım arazilerine yapılacak inşai faaliyetler için il/ilçe tarım müdürlüğünden görüş alınmakta, tarım dışı kullanım için  ise Toprak Koruma Kurulu kararı talep edilmektedir. Vali yardımcısı başkanlığındaki bu kurul genellikle tarım dışı kullanım izni vermediğinden idari yargıda iptal davası açılmaktadır. 

Çimento fabrikası kurulması amacıyla tarım dışı kullanım izninin reddi üzerine açtığımız davada Danıştay 6. Dairesi 2018/3030 sayılı kararı ile "Bu durumda, uyuşmazlığa konu alanda yer alan tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasının mümkün olup olmadığı hususu bu arazilerin toprak vasfının belirlenmesine bağlı olduğundan İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı ve Onuncu Daireleri müşterek heyetince verilen 19/06/2012 tarihli, E:2010/9477, K:2012/3615 sayılı kararındaki bozma gerekçesinde de belirtildiği üzere, tarım toprakları konusunda oluşturulacak uzman yeni bir bilirkişi heyeti eliyle bu konunun parsel bazında açıklığa kavuşturulması ve dava konusu kararların yukarıda anılan toprak koruma mevzuatına uygun alınıp alınmadığının irdelenmesi suretiyle yeniden karar verilmesi gerekmektedir." gerekçesiyle tarım topraklarının parsel bazında sınıflandırılarak karar verilmesi gerektiği vurgulanmış, bozma kararı üzerine yapılan keşif üzerine hazırlanan rapor uyarınca da Bursa 1. İdare Mahkemesince "..., anılan parsellerin mutlak tarım arazisi olarak sınıflandırılmalarının mümkün olduğu, buna göre tarım dışı amaçla kullanılmalarını öngören dava konusu işlemde bu parseller yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmaktadır." denilerek bazı parseller yönünden davanın reddine, "..., marjinal tarım arazisi olarak sınıflandırılmalarının mümkün olduğu anlaşıldığından, bu taşınmazların tarım dışı amaçla kullanılmalarını öngören dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır." şeklindeki gerekçe ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı konusunda arazi sınıfı önem taşımakta olup, arazi sınıfı konusunda uyuşmazlık yaşanabildiği gibi tarım dışı kullanım izni konusunda İl Toprak Koruma Kurulu kararları da dava konusu edilebilmektedir. Yapılacak yargılamada arazi sınıfı önem taşıdığından bu amaca yönelik keşif icrası ile karar verilmesi gerekmekte olup, aksi taktirde yukarıda yer verilen Danıştay kararında vurgulandığı üzere eksik inceleme nedeniyle kararın bozulması sözkonusu olacaktır. 


Av. Sadi KAYABAŞI






Paylaş:
Son Blog Yazıları
18 Aralık 2024 Çarşamba
Anayasa Mahkemesi, kamu personeli olan kişinin kendisi hakkındaki verilere erişim talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin açılan davada sicil ve değerlendirme notlarının paylaşılmamasını huku...
16 Aralık 2024 Pazartesi
HAGB kararları özellikle memuriyete yada asker/polis sınavlarına girişte adayların önüne engel olarak çıktığı gibi bilirkişilik kanunu uyarınca bilirkişi yada konkordato komiseri olmak isteyenler için de engel olabilmektedir.6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nun 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; bilir...
1 Aralık 2024 Pazar
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile idari para cezalarının birçoğu idari yargı merciilerinin görev alanında çıkarılarak sulh ceza mahkemelerini görev alanına alınmış, Karayollları Trafik kanununda yapılan değişikliler ile birlikte idare mahkemesinin görev alan...