KAYABAŞI

Re'sen Mükellefiyetin Terk Edilmesi Halinde E-Tebligat Yapılabilir mi?

Re'sen Mükellefiyetin Terk Edilmesi Halinde E-Tebligat Yapılabilir mi?
Re'sen Mükellefiyetin Terk Edilmesi Halinde E-Tebligat Yapılabilir mi?

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde "Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilümum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edilir. Şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartiyle, tebliğin daire veya komisyonda yapılması caizdir." denilmiş, Kanunun 107/A maddesinde ise "Bu Kanun hükümlerine göre teb|iğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullere bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir. Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir.

Kanunun verdiği yetkiye istinaden 27.08.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 456 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirlenmiş, elektronik ortamda tebliğ ile ilgili oluşturulan sistem ve bu sistemin kullanımına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Elektronik tebligat sisteminde idarece oluşturulan ve yükümlülerin kendi şifreleriyle gireceği bir ortamda tebliğ belgelerinin elektronik olarak iletilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca yükümlünün tercihine göre sistemde bir tebliğinin bulunduğunun cep telefonu numarasına veya e-posta adresine bildirilmesi öngörülmüştür.  Böylece yükümlülerin sms Veya e-posta adresine gelen bildirimi görerek şifreleriyle sisteme girip tebliğ belgelerine ulaşması amaçlanmıştır. Kendisine bildirim yapılmayan yükümlünün tebliği gereken bir belgesi olduğunu bilmesi ve buna ulaşması mümkün olmayacağından, bildirimin belirtilen cep telefonu Veya e-posta adresine yapıldığının idarece zamanı belli edilerek ispatlanması gerektiği açıktır, idarece yükümlüye bildirim yapıldığının ve bildirimin ilgilisine ulaştığının ispatlanamaması halinde hukuken geçerli bir tebliğ işleminin varlığından söz edilemez.

Yukarıda anılan Tebliğin "Elektronik Tebligat Yapılacak Kişiler" başlıklı 4, bölümünde, bu Tebliğ ile tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilen ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılabilecek olanlar arasında; kurumlar vergisi mükelleflerinin yer aldığı, ,"Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış" başlıklı 7. Bölümünde; zorunlu veya ihtiyari olarak elektronik tebligat sistemine dahil olanların aşağıdaki durumlar dışında sistemden çıkmalarının mümkün olmadığı, tüzel kişilerde ticaret sicil kaydının silindiği (nevi değişikliği ve birleşme halleri dahil) tarih itibarıyla, elektronik tebligat adresinin kapatılacağı, gerçek kişilerde ise ilgilinin ölümü veya gaipliğine karar verildiğinin idare tarafından tespit edildiği durumlarda ölüm/karar tarihi itibarıyla ilgilinin elektronik tebligat adresinin re'sen kapatılacağı, "Diğer Hususlar" başlıklı 1O. bölümünde ise; Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrak muhataplara elektronik tebligat sistemi ile tebliğ edilebileceği gibi Kanunda yer verilen diğer tebligat hükümlerine göre de tebliğ edilebileceği düzenlemiştir.

Uygulamada en sık karşılaşılan sorun mükellefiyeti vergi idaresince re'sen terk edilen mükelleflere yapılan elektronik tebligat olup, bu nedenle birçok hak kaybının oluşuğu görülmektedir. Özellikle defter ve belge ibraz yazısı ile başlayıp ardından vergi inceleme raporları ve ihbarnamelerin de elektronik tebligat ile gönderilerek halihazırda mükellef olmayanların mağdur edildiği görülmektedir.

Mükellefiyetin re'sen terkin edildiği durumlarda elektronik tebligatın geçerli olmadığı ve Vergi Usul Kanunu ve Tebligat Kanunu  uyarınca tebligat yapılması gerektiği açıktır.

Nitekim Ankara BİM 3. Vergi Dava Dairesinin 2020/1173 sayılı kararında;"

"Olayda, Yukarıda anılan tebliğde elektronik ortamda tebliğ yapılacaklar arasında kurumlar vergisi mükellefiyeti olanların sayıldığı, 22/O4/2O19 tarihinde mükellefiyet kaydının re'sen kapatılması ve 24/09/2019 tarihinde tekrar açılması nedeniyle 22/04/2019-24/09/2019 tarihleri arasındaki dönemde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan ve elektronik ortamda tebliğ yapılması zorunluluğu ortadan kalkan Şirkete 10/08/2019 tarihinde tebliğin 10. bölümünde de belirtildiği üzere elektronik tebligat yöntemi dışında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na uygun diğer mali tebligat hükümleri uygulanmak suretiyle tebliğ yapılması gerekirken, ihbarnamelerin elektronik tebliğ yöntemiyle tebliğ edilmesinin usule uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. " gerekçesiyle elektronik tebligat ile tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.

Elektronik tebligat tebliğ sürecini hızlandırmakta ise de, özellikle re'sen terk halinde mükellef açısından birçok hak kaybına neden olduğundan sistemin eksik yanlarının ikmal edilerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Özellikle mahkemeye erişim hakkı kapsamında hak kayıplarına neden olunduğundan elektronik tebligat koşulları detaylı olarak düzenlenmeli, mükellefiyetin sona erdiği hallerde yapılacak tebliğ usulleri netleştirilmelidir


Av. Sadi KAYABAŞI 


Paylaş:
Son Blog Yazıları
18 Kasım 2024 Pazartesi
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olu...
15 Kasım 2024 Cuma
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10'uncu maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenl...
14 Kasım 2024 Perşembe
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararıamacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması...