KAYABAŞI

Yan Dal Uzmanlarının Çalışmasına Engel Olan "Bir Defaya Mahsus Olmak Üzere" İbaresi Danıştay 10. Dairesince İptal Edilmiştir.

Yan Dal Uzmanlarının Çalışmasına Engel Olan "Bir Defaya Mahsus Olmak Üzere" İbaresi Danıştay 10. Dairesince İptal Edilmiştir.
Yan Dal Uzmanlarının Çalışmasına Engel Olan "Bir Defaya Mahsus Olmak Üzere" İbaresi Danıştay 10. Dairesince İptal Edilmiştir.

Anayasa'nın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli  bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir. 

3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3. maddesinin (a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının  yurt sathında  eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği; 9. maddesinin (c) bendinde ise, bütün kamu  ve  özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel kıstaslarının belirlenmesinin, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılmasının ve sınıflarının değiştirilmesinin, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarının, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasının, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca Özel Hastaneler Yönetmeliği hazırlanmış, 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.


Özel Hastaneler Yönetmeliğinin "Diğer personel" başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrası, "Çalışanların işten ayrılışları, en geç beş iş günü içinde müdürlüğe bildirilir ve çalışma belgesi iptal edilir. Ayrılanın yerine aynı uzmanlık dalında hekim başlatılabilir ve bu personel için mesul müdür tarafından personel çalışma belgesi düzenlenerek müdürlüğe en geç beş iş günü içinde onaylatılır. Ayrılanın yerine başlayış dışındaki her türlü personel başlayışlarında ise, öncelikle mesul müdür tarafından başlayacak personele çalışma belgesi düzenlenerek müdürlüğe onaylatılır ve çalışma belgesi onaylandığı tarihten itibaren personel hastanede çalışabilir." şeklindeyken; 21/03/2014 tarihli değişiklikle, "Çalışanların işten ayrılışları, en geç beş iş günü içinde müdürlüğe bildirilir ve çalışma belgesi iptal edilir. Ayrılanın yerine aynı uzmanlık dalında hekim başlatılabilir. Her bir yan dal uzmanlık alanında ülkedeki ve ildeki eğitim kurumlarının tıpta uzmanlık eğitimini sağlayacak şekilde Bakanlıkça belirlenen sayıda yan dal uzmanı bulunması koşuluyla yan dal uzmanlığı bulunanlar Planlama ve İstihdam Komisyonunun uygun görüşü ile o ildeki ana dal uzmanlık kadrolarında başlatılabilir. Tıpta uzmanlık eğitimi verilmeyen illerde ise Planlama ve İstihdam Komisyonunun uygun görüşü o ildeki ana dal uzmanlık kadrolarında başlatılabilir." halini; -dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan- 25/08/2016 tarihli değişiklikle de, "Çalışanların işten ayrılışları, en geç beş iş günü içinde müdürlüğe bildirilir ve çalışma belgesi iptal edilir. Ayrılanın yerine aynı uzmanlık dalında hekim başlatılabilir, ancak yan dal uzmanlığı bulunanlar Bakanlığın uygun görüşü ile anadalda başlatılabilir. Bakanlık yan dal değerlendirmesini her bir yan dal uzmanlık alanında, ülkedeki ve ildeki eğitim kurumlarının tıpta uzmanlık eğitimini sağlayacak şekilde yan dal uzmanı bulunup bulunmadığı çerçevesinde yapar..." halini almıştır.

Sağlık Bakanlığı Kapasite Değerlendirme Komisyonunun, 25/04/2017 tarih ve 1168 sayılı Bakanlık Oluru ile yayımlanan Prensip Kararlarının A/1/a maddesinde, "Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ilgili maddesinin yürürlüğe girdiği 21/03/2014 tarihinden önce istifa etmek ve/veya emekli olmak suretiyle Bakanlığımıza bağlı kamu hastanelerinden  ve üniversitelerden (Devlet veya vakıf) ayrılan yan dal uzmanlarının planlama kapsamındaki özel sağlık kuruluşlarının ana dal uzmanlık kadrolarında meri mevzuata uygun olmak kaydı ile çalışabilmesi"; A/1/b maddesinde, "Ayrıldığı/ayrılacağı kurum, planlama kapsamındaki özel sağlık kuruluşları veya vakıf üniversitesi hastanesi olan yan dal uzmanlarının yukarıda zikredilen "a" bendine uygun olmak kaydı ile başka bir planlama kapsamındaki özel sağlık kuruluşunun ana dal uzmanlık kadrolarında meri mevzuata uygun olmak kaydı ile çalışabilmesi"; A/1/c maddesinde, "Kamu Hastaneleri ve Üniversitelerden (Devlet veya Vakıf) 17.09.2016 tarihinden önce kurumu ile ilişiği kalmayan yan dal uzmanlarının bir defaya mahsus olmak üzere planlama kapsamındaki özel sağlık kuruluşlarının ana dal uzmanlık kadrolarında meri mevzuata uygun olmak kaydı ile çalışabilmesi"ne dair  kararlar alınmıştır.

Sağlık Bakanlığı Kapasite Değerlendirme Komisyonunun, 25/04/2017 tarih ve 1168 sayılı Bakanlık Oluru ile yayımlanan Prensip Kararları ile "Kamu Hastaneleri ve Üniversitelerden (Devlet veya Vakıf) 17.09.2016 tarihinden önce kurumu ile ilişiği kalmayan yan dal uzmanlarının bir defaya mahsus olmak üzere planlama kapsamındaki özel sağlık kuruluşlarının ana dal uzmanlık kadrolarında meri mevzuata uygun olmak kaydı ile çalışabilmesi"ne olanak sağlanmış ise de, prensip kararlarında yer alan bir defaya mahsus ibaresi birçok yan dal uzmanının çalışmasına engel olmuştur.

Nitekim, ana dalı olan iç hastalıkları branşında kadrolu, yan dalı olan alerjik hastalıklar branşında kadro dışı geçici statüde çalışmak için müvekkilimiz tarafından yapılan başvurunun Sağlık Bakanlığı tarafından reddi üzerine hem bu işlemin hem de prensip kararlarında yer alan bir defaya mahsus ibaresinin iptali istemiyle Danıştay nezdinde iptal davası açılmıştır.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla dosyaya bakan Danıştay 10. Dairesince her iki işlemin de iptaline karar verilmiştir. Kararda;

"Yukarıda yer verilen mevzuata göre, davacı gibi yan dal uzmanlığı bulunan hekimlerin ana dallarında  çalışmalarına ilişkin kural, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 19. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, yan dal uzmanlığı bulunan hekimler Bakanlığın uygun görüşü ile özel hastanede ana dalında çalışmaya başlayabilecektir. Yine aynı fıkrada Bakanlığın yan dal değerlendirmesini yapacağı ölçütlere de yer verilmiş; "Bakanlık yan dal değerlendirmesini her bir yan dal uzmanlık alanında, ülkedeki ve ildeki eğitim kurumlarının tıpta uzmanlık eğitimini sağlayacak şekilde yan dal uzmanı bulunup bulunmadığı çerçevesinde yapar" denilmiştir. Buna göre Yönetmelikle düzenlenen bir alanın aynı anda Komisyon Kararı ile düzenlenmesi, Komisyon Kararı ile Yönetmelik hükmüne istisnalar getirilmesi, Kararın dava konusu maddesindeki "bir defaya mahsus olmak üzere" ibaresindeki gibi Yönetmelikte bulunmayan bir kısıtlamaya yer verilmesi hukuka aykırı olup, Komisyon kararının dava konusu A/1/c maddesindeki "bir defaya mahsus olmak üzere" ibaresinde ve bu hükme dayanılarak tesis edilen Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 20/12/2018 tarih ve 5075 sayılı işleminde hukuka uygunluk görülmemiştir. " gerekçesine yer verilmektedir.

Bu karar ile yan dal uzmanlarının özel hastanelerde ana dalında çalışmasına engel olan mevzuat hükmü ortadan kaldırıldığı gibi Yönetmeliğe aykırı olarak getirilen kısıtlama da hukuka aykırı görülerek yan dal uzmanlarının çalışma hayatı kolaylaştırılmıştır. 

Av. Sadi KAYABAŞI


Paylaş:
Son Blog Yazıları
18 Kasım 2024 Pazartesi
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olu...
15 Kasım 2024 Cuma
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10'uncu maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenl...
14 Kasım 2024 Perşembe
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararıamacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması...