15 Temmuz hain FETÖ/PYD darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal önlemleri olarak 667, 668, 669, 670, 672, 673, 675, 677, 679, 683, 686, 689, 692, 693, 695, 697 ve 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile FETÖ mensubu olduğu iddiasıyla binlerce kamu personelinin görevine son verilmiştir.
7075 sayılı Kanun ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş ve KHK'lar ile ihraç edilen kamu personelinin OHAL Komisyonuna başvurmaları zorunlu hale getirilmiştir.
Bu arada 7075 sayılı Kanun 10. Maddesine 7145 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile A bendi eklenmiş olup, maddenin ilk fıkrası şu şekildedir:
"(1) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmesi sebebiyle kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlar ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarından; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, eski kadro, rütbe veya unvanına atanması ilgili bakan onayı ile uygun görülmeyenler ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bünyelerinde kurulan araştırma merkezlerinde bu madde esaslarına göre istihdam edilir. "
Anayasa Mahkemesi, 12 Ocak 2023 gün ve 32071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018/137, K:2022/86 sayılı kararı ile yukarıdaki fıkranın iptaline karar vermiştir. Kararda;
"Bu itibarla terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı veya bunlarla irtibatları bulunmadığı tespit edilerek görevlerine iade edilen personelin farklı bir statüde atanmalarını imkân tanıyan kurallar nedeniyle öngörülen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olduğu ileri sürülemez." gerekçesine yer verilmiştir.
Bu karardan sonra kamu görevinden, meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişiği kesilen subay, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğünde emniyet hizmetleri sınıfına tabi olanlar ve Dışişleri Bakanlığı diplomatik kariyer memurlarından; haklarında mahkemeler tarafından göreve iade mahiyetinde karar verilenler ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından başvurunun kabulü kararı verilenlerden, araştırma merkezlerine atananların atama işlemleri hukuka aykırı hale gelmiştir.
Anayasa’nın 153’üncü maddesindeki “İptal kararları geriye yürümez” kuralı yer almakta ise de, Danıştay 11. Dairesi’nin 17.02.2016 tarihli ve 2016/223 E., 2016/583 K. sayılı kararında; “…Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan, doğumu anında hukuka uygun olarak tamamlanmış ve böylece kişiye özgü, lehe sonuçlar doğurmuş, daha sonra mevzuat değişikliği veya işlemin geri alınması gibi nedenlere rağmen, hukuk düzenince korunması gereken haklara yönelik olup, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş bir düzenlemeyle ilgili uyuşmazlıkların, Anayasaya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa’nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil edecektir...” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Nitekim, 4. Sınıf emniyet müdürü iken OHAL komisyonu kararı ile kamu görevine iade edilen ve İstanbul Valiliği emrine atanan müvekkilimiz hakkında açtığımız davada Ankara 12. İdare Mahkemesinin E.2020/639 sayılı kararı ile "
Bu gibi davası reddedilen yada hiç dava açmayanların eski kadrolarının ait olduğu kurumlara başvuru yaparak Anayasa Mahkemesi kararı ile oluşan yeni hukuki durum uyarınca eski kadrolarına atanmayı talep etmeleri, bu taleplerin reddi halinde de idari yargı merciilerine başvurmaları gerekmektedir.
Av. Sadi KAYABAŞI