KAYABAŞI

Döner Sermaye Ödemelerinde Dava Açma Süresi

Döner Sermaye Ödemelerinde Dava Açma Süresi
Döner Sermaye Ödemelerinde Dava Açma Süresi

Eksik ödenen döner sermaye ödemelerini talep eden davalarda zaman zaman süreaşımı kararları verilebildiği gibi yersiz ödenen döner sermaye kesintileri için açılan davalarda da süre ret kararları verildiği görülmektedir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödenemeyen giderler ve bütçeleştirilmiş borçlar" kenar başlıklı 34. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"İlgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın yazılı olarak talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenmeyen borçlar zaman aşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer" kuralına yer verilmektedir.

İdari yargı merciileri bu davaları incelerken 2577 sayılı Kanunun 7,11 ve 12 . Maddeleri uyarınca karar vermekte olup, yukarıda yer verilen 5018 sayılı Kanunda yer alan beş yıllık zamanaşımı süresi gözden kaçırılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi de önüne gelen bireysel başvuru dosyasında döner sermaye ödemelerinde beş yıllık sürenin dikkate alınması gerektiğinden bahisle işin esasına girilmesi gerektiğine karar vermiştir.Yüksek Mahkeme davaya mülkiyet hakkı perspektifiyle yaklaşmış, " Bu durumda başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamına giren bir ekonomik değeri veya en azından böyle bir değeri elde etme yönünde meşru beklentisinin bulunduğu değerlendirilmiştir." değerlendirmesinde bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesince genel zamanaşımı süresi yada özel zamanaşımı süresi varken bu kuraldan neden uzaklaşıldığının belirtilmesi gerektiği vurgulanmış;

"Esasında pozitif hukuka göre tahakkuk ettirilmiş kamusal alacaklar için zamanaşımı müessesesinin genel kuralın dışında farklı şekilde uygulama alanı bulabildiği dikkate alınmalıdır. Nitekim 5018 sayılı Kanun'un 34. maddesinde de ifade edildiği üzere ilgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanılmaksızın yazılı olarak talep edilmediği veya belgeleri verilmediği için ödenmeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşecektir. Bu durumda tahakkuka bağlanmış ek döner sermaye gelirlerinin başvurucuya 5 yıllık süre içinde ödenebileceği hususunda kanuni bir dayanağın bulunduğu söylenebilir. Nitekim "İLGİLİ HUKUK" kısmında değinilen idari yargı içtihadında da tahakkuka bağlanmış ek döner sermaye gelirleri için dava açma süresinin tespitinde 5 yıllık süre aşımı kuralının dikkate alınması gerektiğine işaret edilmiştir (bkz. § 20). Dolayısıyla somut olayda dava konusu kamu alacağı için ya genel kural ya da genel kuraldan farklılık arz eden ve pek çok farklı bölge idare mahkemelerince de benimsenen 5 yıllık zamanaşımı süresini öngören mezkûr kuralı uygulayabilecekken İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare Dava Dairesinin genel kuralı uyguladığı görülmüştür. Mahkeme bunu yaparken söz konusu içtihattan niçin ayrıldığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile de gösterememiştir." denilerek  tahakkuka bağlanmış ek döner sermaye gelirleri için dava açma süresinin tespitinde 5 yıllık süre aşımı kuralının dikkate alınması gerektiğine işaret edilmiştir.

Kararın devamında ise;

"Buna göre tahakkuka bağlanmış ek döner sermaye gelirlerinin başvurucuya 5 yıllık süre içinde ödenebileceği hususundaki içtihada rağmen ve kamu mali yönetim rejiminde başvurucunun kamusal alacağına belirtilen sürede kavuşabileceğine ilişkin bir yaklaşım mevut iken somut olayda 5 yıllık sürenin (2021 ve 2022 yıllarının ilgili aylarına kadar) dolmasından çok önceki bir tarihte davanın açılmış olması şartının aranmasının kişiye aşırı külfet yükleyeceği ve dava açılmasını zorlaştıracağı açıktır. Bu durumda Bölge İdare Mahkemesinin tam yargı davası açma süresine ilişkin yorumunun aşırı şekilci olduğu ve başvurucunun dava açmasını önemli ölçüde zorlaştırdığı değerlendirilmiştir. Bu hâliyle mülkiyet hakkına ilişkin ihlalin giderilmesi bakımından teorik düzeyde etkili olduğu saptanan tam yargı davası yolu Bölge İdare Mahkemesinin şekilci ve katı yorumu sebebiyle somut olayda başarı şansı sunma kapasitesini yitirmiştir." denilerek tam yargı davasına ilişkin döner sermaye ödemeleri konusunda verilen usul kararı eleştirilmiştir.

Şekilci yönüyle bilinen idari yargı mercilerinin dava açma süresi yönüyle sert tutumu 2577 sayılı Kanundan kaynaklanmakta ise de, özellikle 12. Maddenin farklı istinaf dairelerince farklı yorumlanması nedeniyle hak kayıpları meydana gelebilmektedir. Aynı sorun imar davalarında da sık sık yaşanmakta olup, süre kurallarının adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında daha yumuşak yorumlanması gerektiğini düşünmekteyiz. 


Av. Sadi KAYABAŞI 


Paylaş:
Son Blog Yazıları
25 Eylül 2024 Çarşamba
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile 5434 sayılı Emekli SandığıKanunu'nun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, kamu tüzel kişiliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanun'un yürürlük tarihi itibarıyla görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayan...
23 Eylül 2024 Pazartesi
6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde:"Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir./Hususi kanunlarındaödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göreyapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde öden...
16 Eylül 2024 Pazartesi
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3-e bendinde: "Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmeninkurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veyabulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile f...