15/7/2023 tarihli ve 32249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 14/7/2023 tarihli ve 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesiyle ek motorlu taşıtlar vergisi (Ek MTV) ihdas edilmiş ve söz konusu düzenleme Kanunun yayımı tarihi olan 15/7/2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Ek taşıt vergisi olarak da bilinen çifte motorlu taşıtlar vergisi, yılda iki kere ödenen MTV'nin iki katı ödenmesi şeklinde düzenlenmiş olup, buna göre araç sahipleri 2023 yılında ödeyecekleri MTV tutarını iki kat olarak ödeyecekler, bu ödemeler de Ağustos sonu ve Kasım sonu yapılacaktır.
Ek MTV'nin yasalaşması ile beraber kamuoyunda tartışılmaya başlanmış ve hukuka uygun olup olmadığı dile getirilmiştir. Bu tartışmalara yarar sağlayacak olan ise 2003 yılına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararıdır.
0.7.2003 günlü, 4962 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanun'un, 21. maddesinin birinci fıkrası ile 2003 yılında da çift MTV alınması yasalaşmış ise de, Yüksek Mahkeme 2003/73 sayılı kararı ile bu yasanın iptaline karar vermiştir.
Kararda Anayasa Mahkemesi önce eşitlik ilkesi ile vergi yükünün adaletli dağılımına vurgu yaparak;
"Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, Anayasa'nın ve yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Anayasa'nın 73. maddesinde, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü bulunduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının, maliye politikasının sosyal amacı olduğu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı öngörülerek Anayasa'nın 2. maddesinde nitelikleri belirtilen hukuk devleti ilkesi vergilendirme ilkeleri yönünden somut biçimde dile getirilmiştir. Buna göre, devletin vergilendirme yetkisinin sınırı, aynı zamanda kişilerin hak ve özgürlüklerinin de sınırını oluşturduğundan, bu yetkinin keyfiliğe kaçacak biçimde kullanılmasının önlenmesi, hukuk devleti olmanın gerekleri arasında öncelikli bir yere sahip bulunmaktadır. Vergilendirme alanında olası keyfi uygulamalara karşı düşünülen ilk önlem, kuşkusuz yasallık ilkesidir. Ancak vergilerin yasayla getirilmesi, yalnız başına vergilendirme yetkisinin keyfi kullanılarak adaletsiz sonuçlar doğurmasını engelleyemeyeceğinden, yasallık ilkesi yanında verginin genel ve eşit olması, idare ve kişiler yönünden duraksamaya yol açmayacak belirlilik içermesi, geçmişe yürümemesi, öngörülebilir olması ve hukuk güvenliği ilkesine de uygunluğunun sağlanması gerekir. " cümlelerine yer vermiştir.
Daha sonra ise vergide genellik ilkesine atıf yapılarak;
"Vergide genellik ilkesi, herhangi bir ayırım yapılmaksızın malî gücü olan herkesin vergi yüküne katılmasını ve vergi ödemesini ifade eder. Malî güce göre vergilendirme, verginin, yükümlülerin ekonomik ve kişisel durumlarına göre alınmasıdır. Bu ilke, aynı zamanda vergide Esas Sayısı : 2003/73 Karar Sayısı : 2003/86 4 eşitlik sağlanmasının uygulama aracı olup, malî gücü fazla olanın malî gücü az olana göre daha fazla vergi ödemesini gerektirir. Vergide eşitlik ilkesi ise malî gücü aynı olanlardan aynı, farklı olanlardan ise farklı oranda vergi alınması esasına dayanır. Vergi hukuku alanında kabul gören ve Anayasa ile de güvence altına alınan vergilendirme esaslarından, beklenmedik doğal felaketler, savaş ve seferberlik hali, siyasi, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle farklı düzenlemeler getirilmesi mümkün ise de, bunun dışındaki düzenlemeler, sosyal adaleti, sosyal refahı ve sosyal güvenliği sağlamakla yükümlü olan hukuk devletinin bu niteliği ile bağdaşmaz. " cümlelerine yer verilmiştir.
Kararda son olarak olağanüstü durumlara atıf yapılmış;
"Vergi hukuku alanında kabul gören ve Anayasa ile de güvence altına alınan vergilendirme esaslarından, beklenmedik doğal felaketler, savaş ve seferberlik hali, siyasi, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle farklı düzenlemeler getirilmesi mümkün ise de, bunun dışındaki düzenlemeler, sosyal adaleti, sosyal refahı ve sosyal güvenliği sağlamakla yükümlü olan hukuk devletinin bu niteliği ile bağdaşmaz. " denilerek gerekçe oluşturulmuştur.
Yüksek Mahkeme;
"Dava konusu düzenleme ile malî güç nazara alınmaksızın ve olağanüstü bir durum da olmaksızın ikinci kez vergi tahakkuk ve tahsil edilmek suretiyle vergi yükü araç sahipleri aleyhine ağırlaştırıldığından, 21. maddenin birinci fıkrası Anayasa'nın 2., 10. ve 73. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir. " şeklindeki cümle ile düzenlemenin iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesince "malî güç nazara alınmaksızın ve olağanüstü bir durum da olmaksızın ikinci kez vergilendirme" Anayasaya aykırı olup, 2023 yılında da yapılan düzenlemede deprem olağanüstü durum olarak kabul edilse bile mali güç nazara alınmaksızın düzenleme yapıldığından getirilen çifte vergilendirmenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi gerekmektedir.
Av. Sadi KAYABAŞI