KAYABAŞI

HARCAMALARA KATILMA PAYI DAVALARI

HARCAMALARA KATILMA PAYI DAVALARI
HARCAMALARA KATILMA PAYI DAVALARI

Harcamalara katılma payı, belediyeler tarafından inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile alınan paydır. Yol harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve su tesisleri harcamalarına katılma payı olarak üç çeşit harcamalara katılma payı bulunmaktadır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümlerince düzenlenen yol harcamalara katılma payının; belediyeler tarafından inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile alınabileceği kurala bağlanmıştır. Söz konusu harcamalara katılma payı gayrimenkulün değerini arttırıcı nitelikte olduğu için, katılma payı mükellefiyeti harcamanın yapıldığı bölgedeki gayrimenkul sahipliği ile ilişkilendirilmiştir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87. maddesinde; Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce yeni kanalizasyon tesisi yapılması veya mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı alınacağı, 89. maddesinde; harcamalara katılma paylarının, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamı olduğu, yapılacak giderlerin peşin ödendiği takdirde bu payların ilgililerden yüzde yirmibeş noksanı ile alınacağı, ancak bu tür hizmet giderlerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamayacağı, özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve istimlak bedellerinin giderler tutarından indirileceği, harcamalara katılma paylarının bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2'sini geçemeyeceği, "Payların Tahakkuk Şekli" başlıklı 90. maddesinde; yol harcamalarına katılma payının, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, su tesisleri ile kanalizasyon harcamalarına katılma payları ise hizmetten faydalanma şekillerine göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89. maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettirileceği, 91. maddesinde; harcamalara katılma paylarının tahakkukunun, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılacağı, 98. maddesinde ise;bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un ve bunların ek ve tadilleri hükümlerinin uygulanacağı kural altına alınmıştır.

Anılan Kanun'un 94. maddesine istinaden hazırlanan 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun Harcamalara Katılma Payları ile İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte de yukarıda yer verilen Yasa hükümlerine paralel düzenlemeler getirilmiş, "Payın Tahakkuk Zamanı" başlıklı 7. maddesinde; yol harcamalarına katılma payının tahakkukunun, iş hangi ihale usulüne göre yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmasından sonra yapılacağı ve işin bitirilerek hizmete açılmış olduğu hususunun geçici kabulünün yapılması ile belirleneceği, "Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı" başlıklı 8. maddesinde; Belediye veya bağlı kuruluşlarınca, belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde yeni kanalizasyon tesisi yapılması, mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi hallerinde, bu tesislerden faydalanacak gayrimenkullerin sahiplerinden Kanalizasyon Harcamalarına katılma payı alınacağı, "Payın Tahakkuku Zamanı" başlıklı 11. maddesinde ise; Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payının bu Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen esaslar dahilinde tahakkuk ettirileceği hüküm altına alınmıştır.

Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak belediyelerce yol ve kanalizasyon yapılması halinde parsel maliklerine harcamalara katılma payı tahakkuk ettirilmektedir. Ancak bu payların yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca taşınmazın vergi değeri üzerinden hesaplanması şarttır. Aksi taktirde açılan vergi davasında hatalı değer nedeniyle harcamalara katılma payının iptali sözkonusu olabilecektir.

Yukarıda yer verilen Kanun ve  Yönetmelik hükümleri gereği yol harcamalarına katılma payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalananlara tahakkuk ettirilecektir. 2464 sayılı Kanun ile harcamalara katılma payı tahakkukunun, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılacağı anılan Yönetmelikte ise, işin (asfalt çalışması) bitirilerek hizmete açılmış olmasının geçici kabulün yapılması ile belirlendiği ifade edilmektedir. Söz konusu yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, tahakkuk işleminin hizmetin tamamlanıp halkın istifadesine sunulmasından sonra, hizmetin sunulma tarihindeki gayrimenkul sahipleri adına yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda hizmetin halkın istifadesine sunulma tarihinde tapuda malik olarak gözüken kişinin yol harcamalarına katılma payının mükellefi olması gerekmektedir.

Kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması, Anayasa’nın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin ön koşullarından olup; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İHAM) içtihatlarında da iç hukuk kurallarının yeterli ölçüde öngörülebilir, açık ve erişilebilir olması dolayısıyla hukuk güvenliğinin sağlanması hususu vurgulanmaktadır. Hukuk devleti, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerektirir. Hukuk güvenliğinin sağlanması, bu doğrultuda yasaların  geleceğe yönelik öngörülebilir belirlemeler yapılabilmesine olanak verecek kurallar içermesini gerekli kılar. Geriye dönük düzenlemelerle kişilerin haklarının, hukuki istikrar ve güvenlik ilkesi gözetilmeden kısıtlanması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Öte yandan, hukuk devletinin hukuk güvenliği ilkesi belirliliği de gerektirir. Belirlilik ilkesi, yükümlülüğün hem kişiler hem de idare yönünden belli ve kesin olmasını, yasa kuralının, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini gerekli kılar. 

Harcamalara katılma payına ilişkin açılan vergi davalarında vergi mahkemeler, ilgili belediye yada diğer kuruluşlardan taşınmazın vergi değerini araştırarak bu değer üzerinden hesap yapılıp yapılmadığını araştırmakta, vergi değerinin değil de başka değer tespitlerinin dikkate alınması halinde tahakkuk ettirilen payların iptaline karar vermektedir. Vergi davası avukatı olarak baktığımız davada Bursa 2. Vergi Mahkemesince  (2020/56); 

"Yukarıda hükümlerine yer verilen 2464 sayılı Kanun'un 90. maddesi uyarınca harcamalara katılma paylarının hizmetin bulunduğu alanda yer alan ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamı dikkate alınmak sureti ile hesaplanması gerekmektedir. Olayda, davacı adına düzenlenen ihbarnamede, davacıya ait gayrimenkulün 2015 dönemi kıymeti 202.169,00-TL olarak dikkate alınmıştır. Ara kararımıza istinaden Nilüfer Belediye Başkanlığı'nca dava dosyasına ibraz edilen bilgi ve belgelerden söz konusu dönemde ilgili taşınmazın vergi değerinin 49.055,22-TL olduğu anlaşılmış, bu durumda davacı adına hesaplanan harcamalara katılma payının hatalı değer alınmak sureti ile yanlış hesaplandığı görülmüş olup, dava konusu harcamalara katılma payında hukuka uyarlık görülmemiş, ödenen tutarın iadesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır." şeklindeki gerekçe ile tahakkuk eden payın iptaline karar verilmiştir. 

Belediyelerce yapılan alt yapı çalışmaları nedeniyle harcamalara katılma payı talep edilebilecek ise de, vergi hukukunda yer alan yasallık ve belirlilik ilkesi uyarınca Kanunun verdiği sınırlar içinde tahakkuk yapılabilecektir. Çoğu zaman taşınmazın rayiç bedeli dikkate alınarak tahakkuk yapılmakta ise de, vergi değeri üzerinden yapılan tahakkuk işlemleri vergi mahkemelerince iptal edilmektedir.


Av. Sadi KAYABAŞI


Paylaş:
Son Blog Yazıları
25 Eylül 2024 Çarşamba
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile 5434 sayılı Emekli SandığıKanunu'nun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, kamu tüzel kişiliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanun'un yürürlük tarihi itibarıyla görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayan...
23 Eylül 2024 Pazartesi
6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde:"Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir./Hususi kanunlarındaödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göreyapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde öden...
16 Eylül 2024 Pazartesi
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 3-e bendinde: "Katılımcı: OSB’lerde, bir işletmeninkurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veyabulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile f...