3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu islenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.
14 Haziran 2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 5. maddesinde; Sosyal altyapı alanları; ''Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yasam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isim'' olarak tanımlanmış; Yönetmeliğe ekli Gösterimler tablosunun Ek-1ç "Nazım İmar Planları Gösterimleri" bölümünün "Açıklamalar" kısmının 15. maddesinde “Eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel tesisler gibi sosyal altyapı alanlarının özele dönüştürülmesine yönelik plan değişikliklerinde kullanımın basına “ÖZEL” ifadesi eklenir. Açık veya kapalı spor alanları imar planında kullanıma “Ö” harfi eklenmek suretiyle değişiklik yapılarak özel nitelikle yapılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine ekli Ek-1-ç Nazım İmar Planları Gösterimlerinde “Ağaçlandırılacak Alan” gösterimine yer verilmiş olmakla birlikte, Yönetmelik içeriğinde bu alana ilişkin mekânsal kullanım tahsisine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. “Ağaçlandırılacak Alan” tabiri, mekânsal kullanım türlerinden sosyal altyapı grubu kapsamında yer alan "açık ve yeşil alanlar" bağlamında bir arazi kullanımı olarak değerlendirilebilir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde, imar planında umumi hizmetlere ayrılan taşınmazların mekânsal kullanım tahsislerine imar planı değişikliği ile “özel” ifadesinin eklenmesi suretiyle taşınmazın özgülendiği kamu hizmetinin özel kişiler tarafından yapılmasına olanak tanınmıştır. Ancak, bu düzenlemenin tüm sosyal altyapı alanlarının özele dönüştürülmesine imkan tanıdığı söylenemez. Zira, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin Ek-1-ç "Nazım İmar Planları Gösterimleri" bölümünün "Açıklamalar" kısmının 15. maddesinde “Eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel tesisler gibi sosyal altyapı alanları..." denilerek, özel sektör tarafından sunulabilecek kamu hizmetleriyle sınırlı olarak imar planında kamu hizmetine ayrılan alanların özel sektörün kullanımına açılması amaçlanmıştır.
Öte yandan, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin "Tanımlar" kenar başlıklı 4. Maddesinde spor alanları ile yeşil alanları tanımlanmış, 4/1-vvvv bendinde "Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve rekreaktif alanları toplamını (Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvan bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.), 19 uncu maddede yer alan işlevleri ve yapılaşma koşullarını içeren yeşil alanlar; " olarak tanımlanmış olup, bu alanların imar planında özel veya kamu tesis alanı olarak belirlenebileceği şeklinde bir ayrıntıya yer verilmemiştir. (Yönetmeliğin 7. Maddesinde ağaçlandırılacak alan ibaresi geçmekte ise de, özel ağaçlandırılacak alan ibaresi bulunmamaktadır)
İmar planında eğitim tesis alanı ve sağlık tesis alanı olarak ayrılan taşınmazların tahsisin başına “özel” ifadesinin eklenmesi şeklindeki plan değişikliği işlemlerinin hukuki dayanağının, İmar Kanunu’na dayanarak hazırlanmış olan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği ve ekleri ile Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümleri olduğu kabul edilebilir. Ancak imar planında ağaçlandırılacak alan/yeşil alan veya spor alanı olarak ayrılan taşınmazlar için yapılan plan değişiklikleri ile ilgili mevzuatta bir düzenlemenin bulunmadığını belirtmeliyiz.
Nitekim İmar Kanunu'nun 18/3. maddesine göre, düzenlemeye ortaklık payına konu kullanım alanları, “… düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, resmî kurum alanı, mezarlık alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları gibi umumi hizmet alanlarından oluşur …” denilmekte olup, DOP hesabına göre ayrılabilecek yerler sayılırken özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan ibaresine yer verilerek özel ağaçlandırılacak alan lejantının önü kesilmiştir.
İmar mevzuatında "özel ağaçlandırılacak alan" lejantına cevaz veren bir düzenlemenin yokluğuna rağmen belediyelerce imar planlarında bu lejanta yer verilerek mülkiyet hakkına müdahale edilmektedir.1/100, 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planlar için açtığımız davada Bursa 3. İdare Mahkemesince (2024/69):
"Bu itibarla, “Ağaçlandırılacak Alan” seklindeki mekânsal kullanımın özele dönüştürülüp dönüştürülemeyeceği hususunun belirlenmesi uyuşmazlığın çözümü için önem arz etmektedir.
Ağaçlandırma faaliyetleri, Anayasa'nın 56. maddesi ile güvence altına alınan sağlıklı bir çevrede yasama hakkının bir aracıdır. Bu faaliyet, çevrenin korunması, erozyonun önlenmesi ve iklim değişikliğine karsı mücadele gibi kamu yararına yönelik özellikler taşır. Dolayısıyla, nitelik ve kapsamı itibarıyla ağaçlandırma hizmeti; eğitim, sağlık gibi gelir getirebilecek bir faaliyeti değil, genellikle kamu kaynakları ile desteklenen bir çevre koruma etkinliği olduğundan, özel sektörün bu alanda -ticari amaçla- faaliyet göstermesi beklenemez. Şu halde; "ağaçlandırılacak alan" kullanımına özgülenen taşınmaz üzerinde malikin ağaçlandırma hizmetini üstlenebilmesi veya bu hizmetin özel hukuka tabi kişiler tarafından işletilebilmesi mümkün olmadığından, "ağaçlandırılacak alan" kullanımının basına özel ibaresi getirilerek, uyuşmazlık konusu taşınmazların mekânsal kullanımının "özel ağaçlandırılacak alan" olarak belirlenmesine yönelik dava konusu plan değişikliklerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır." gerekçesiyle planların özel ağaçlandırılacak alan kısımlarının iptaline karar verilmiştir.
İmar mevzuatında "ağaçlandırılacak alan" gösterimi bulunmasına rağmen "özel ağaçlandırılacak alan" lejantı bulunmamaktadır. Ağalandırılacak alan kullanımının da DOP ile karşılanacağı, DOP ile karşılanamadığı taktirde eksik kalan kısmın tescil harici alanlardan, kamuya ait taşınmazlardan yada Hazine mülkiyetindeki alanlardan karşılanacağı, bu yöntemle karşılanamaması halinde ise kamulaştırma yapılacağı İmar Kanununda vurgulanmakta olup, bu süreç işletilmeden imar planı ile ağaçlandırılacak alan gösterimi ile mülkiyet hakkının ihlali Anayasaya aykırıdır.
Av. Sadi KAYABAŞI