KAYABAŞI

Vazife Malullüğüne İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı Hk

Vazife Malullüğüne İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı Hk
Vazife Malullüğüne İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı Hk

“Vazife Malullüğü”, kamu görevlileri ile erbaş ve erlerin görevlerini yapmakta iken gerek görevlerinin çeşitli sebep ve tesiri ile gerekse işyerlerinde meydana gelen kazalar nedeniyle yürüttükleri görevleri yerine getiremeyecek derecede “malul” olmaları veya hayatlarını kaybetmeleri halinde haklarında uygulanacak hükümlerin belirlendiği bir statüdür. EGM personelinden de görevi başında yaralanan personelden  Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği uyarınca C, D ve E dilimi sağlık şartlarını taşıyanların vazife malulü sayılarak idari polis olmaya hak kazanmaktadır.  

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 44. maddesinde, her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere malul denileceği ve haklarında bu Kanunun malullüğe ait hükümlerinin uygulanacağı, 45. maddesinde malullüğün, iştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olması halinde buna vazife malullüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malulü denileceği kurala bağlanmıştır.

Güvenlik güçlerine karşı terör eylemlerinin yoğun yaşandığı ülkemizde vazife malullüğü statüsü en fazla terör olaylarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yasal düzenleme de yapılmış olup, 3713 sayılı Terörle Mücadele  Kanununun 21. maddesinde;

"…kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, engelli hâle gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca;

...

(Ek fıkra: 4/7/2012-6353/75 md.) Kamu görevlileri ile birinci fıkranın (h) ve (j) bentleri kapsamına girenlerden terör olaylarını önlemek amacıyla her türlü patlayıcı maddeye bağlı olarak meydana gelen olaylar sonucunda ya da her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında veya bu görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucunda yaralanan, engelli hâle gelen, hastalanan veya hayatını kaybedenler, birinci fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlandırılır." kuralına yer verilmiştir. 

Öte yandan, barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenler, orman yangınlarını söndürme çalışmalarında fiilen görevli olanlar ile yetkililerce kendilerine bu kapsamda görev verilen kamu görevlileri ve gönüllüler bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri hâlinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları hâlinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi amacıyla 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun yayımlanmış olup, esasa itibariyle vazife malullüğü işlemleri bu Kanun uyarınca yapılmaktadır. 

Yasal düzenleme mevut ise de kimlerin vazife malulü sayılıp sayılmayacağı sık sık tartışma konusu olmakta, öte yandan, bu konuda karar verme yetkisi olan SKG tarafından hemen hemen tüm taleplerin reddedilmesi üzerine idare mahkemesinde/iş mahkemelerinde davalar açılmaktadır. 

Davaların açılma nedenlerinin biri  malul sayılma durumunun oluşup oluşmadığı ise diğeri de hangi olay nedeniyle yaralanma/ölüm halinde vazife malullüğü statüsünün verilip verilmeyeceği hususudur. 

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 18/5/2015 tarihli ve E.2013/1887, K.2015/1896 sayılı kararı ile;

" davacının trafik kazasında şehit olan kardeşinin ölümünün de terör olaylarının önlenmesi kapsamında değerlendirilerek 3713 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesinin (a) bendinde sayılan haktan yararlandırılmak suretiyle durumuna uygun bir işe yerleştirilmesi gerektiği açık olup, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline ilişkin Ankara 9. . İdare Mahkemesinin 22/02/2007 günlü, E:2006/832, K:2007/244 sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir. 

Danıştay Onikinci Dairesinin 8/12/2021 tarihli ve E.2018/2846, K.2021/6423 sayılı kararında ise;

" terör olaylarının önlenmesi amacıyla kurulan üs bölgelerinde görevli askeri personelin, üs bölgeleri arasındaki intikal faaliyetlerinin yürütülen görevin bir parçası olması nedeniyle, davacılar murisinin görevi esnasında askeri araçla seyir halindeyken geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etmesi olayının terör eylemlerinin önlenmesi faaliyetinden bağımsız düşünülemeyeceği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline ilişkin Yerel Mahkeme kararı onanmıştır.

Danıştay Onikinci Dairesinin 9/11/2021 tarihli ve E.2018/3121, K.2021/5528 sayılı kararı ile;

" terörle mücadele kapsamındaki operasyonlarda uzun süre kar üstünde kalması nedeniyle rahatsızlanan davacının, rahatsızlığının tedavisi için hastaneye gittiği ve hastaneden birliğine yani görev yerine dönerken trafik kazası geçirdiği görüldüğünden, davacının maluliyetine sebep olan olayın görevin dışında kabul edilmesine imkan olmadığı gibi maluliyetin terör olaylarının neden ve etkisi ile meydana geldiği ve davacının terörle mücadele görevi kapsamında malul olduğu anlaşıldığından, 3713 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılması gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının başvuru (17/07/2014) tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Yukarıda kısa özetleri verilen Danıştay kararları uyarınca bizzat terör eylemi içinde olunmasa da " terör olaylarının neden ve etkisi ile" yada "terör bölgesinde meydana gelen trafik kazası" nedeniyle yaşanan sakatlıkların da vazife malullüğü için yeterli olduğu sonucuna varılmaktadır.

Son olarak Anayasa Mahkemesi de bireysel başvuru ile önüne gelen olayda; 

..

Başvuruya konu uyuşmazlık, terör olaylarının söz konusu dönem itibarıyla yaygın olduğu bölgede olası terör saldırısının önlenmesi amacıyla verilen görevin yerine getirildiği sırada meydana gelen trafik kazası sonucunda gerçekleşen vefatın 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğidir.

46. Uyuşmazlıkta uygulanacak hukuk kurallarının yorumlanmasında öncelikli yetkinin derece mahkemelerine ait olduğunun altı bir kez daha çizilmelidir. Anayasa Mahkemesinin kendi yorumunu derece mahkemelerininkinin yerine koyması söz konusu olamaz. Bununla birlikte derece mahkemelerinin yorumlarının etkilerinin adil yargılanma hakkıyla çelişip çelişmediğini incelemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamındadır (Sebiha Kaya, B. No: 2018/34124, 20/5/2021, § 48).

47. 3713 sayılı Kanun'un 21. maddesinin birinci fıkrasında; kamu görevlilerinin görevlerini icra ederken terör eylemlerine muhatap olarak yaralanmaları, engelli hâle gelmeleri, ölmeleri veya öldürülmeleri durumunda 2330 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca 21. maddenin birinci fıkrasına eklenen bentlerle 2330 sayılı Kanun hükümlerinin yanında ilgililerin durumlarına uygun olmak üzere ilave olarak ekonomik ve sosyal haklardan yararlandırılmaları öngörülmüştür. Bir başka deyişle olayın 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi hâlinde 2330 sayılı Kanun'da verilmeyen ilave bazı hakların da ilgililere sağlanması amaçlanmıştır. 21. maddenin ek ikinci fıkrasında ise kamu görevlileri ile birinci fıkranın (h) ve (j) bentleri kapsamına girenlerden her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hâle getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında veya bu görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucunda yaralanan, engelli hâle gelen, hastalanan veya hayatını kaybedenlerin birinci fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlanacağı belirtilmiştir(bkz. § 20).

48. Danıştay; içtihadında, olayın meydana gelişinin terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hâle getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler ya da bu görevlere gidiş dönüşler sırasında yaşanan kaza sonucu oluşup oluşmadığını dikkate alarak değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmeyi yaparken meydana gelen olayın terör eylemlerinin önlenmesi faaliyetinden bağımsız olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkate almıştır yani yaşanan trafik kazasının temelinde bir şekilde terör olaylarının önlenmesi amacı yatıyorsa bu durumda söz konusu olayın 3713 sayılı Kanun'dan ayrı düşünülemeyeceğine hükmetmiştir (bkz. §§ 21-29).

49. Yargıtay da Danıştay ile benzer şekilde somut olayın meydana geliş şeklini değerlendirerek terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hâle getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler veya bu görevlere gidiş dönüşler sırasında kaza olması durumunda 3713 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar vermiştir. Bu kapsamda terörle mücadele için hazırlık aşamasının dahi terörle mücadeleden ayrılamayacağını söyleyerek 3713 sayılı Kanun'un kapsamını belirlemiştir (bkz. §§ 30-32).

50. Derece mahkemelerince gerçekleştirilen araştırma ve incelemeler neticesinde tespit edilen hususların hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerini temin edecek ve keyfî uygulamaların önüne geçecek şekilde somut olayın özelliği dikkate alınarak gerekçeli kararda ortaya konulması gerekmektedir. Bu kapsamda sadece şeklî anlamda bir gerekçenin varlığı yeterli olmayıp aynı zamanda kararda yer alan gerekçenin ilgili ve yeterli olması şartı aranmaktadır. İlgili ve yeterli gerekçeden anlaşılması gereken ise mahkemelerin dava konusu maddi olay ve olguların kanıtlanmasını, delillerin değerlendirilmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu, sonuca varmada kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini ortaya koymasıdır (bkz. §§ 38-42).

51. Bu nedenle yaşanan bir olayın 3713 sayılı Kanun kapsamında olmadığı değerlendirilirken hangi sebeple bu sonuca varıldığının açıkça ortaya konulması önemlidir. Bu kapsamda derece mahkemelerinden beklenen, olayın neden terör faaliyetini önleme amacı taşımadığını açıklamasıdır. Daire kararında, yaşanan olayın neden 3713 sayılı Kanun kapsamında olmadığı ilgili ve yeterli bir gerekçe ile tartışılmamıştır. Başvurucuların murisleri, yol kesme ve mayınlı saldırılar gibi terörist eylemler nedeniyle yol güvenliğini sağlamak için görevlendirilmiştir. Şehitlik durum belgesinde ise yapılabilecek herhangi bir terör saldırısını önlemek amacının önüne geçilmesi için görevlendirme yapıldığı açıkça belirtilmiştir (bkz. § 9). Havaalanına giderken yol güvenliğinin sağlanmasının altında terör faaliyetinin önlenmesinin olduğu hem görevlendirme yazısında hem de şehitlik durum belgesinde belirtilmesine karşın Daire, görevlendirmenin yalnızca yol güvenliğinin sağlanması için yapıldığını gerekçe göstererek 3713 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı kanaatine varmıştır. Yaşanan olayın terör faaliyetinin önlenmesinden neden bağımsız kabul edilmesi gerektiğini ise ortaya koyamamıştır.

52. Sonuç olarak olayın neden 3713 sayılı Kanun kapsamına girmediği hususunun Daire kararlarının gerekçesinde yer almadığı görülmüştür. Daire, kararlarında başvurucuların murislerinin görevlendirilme amacını değerlendirmemiş; kazanın terör faaliyetini önleme amacı taşımadığına ilişkin kendi değerlendirmesini açıkça ortaya koymamıştır. Yalnızca havaalanına gidiş sırasında yol güvenliğinin sağlanmasından bahsetmiş, söz konusu görevlendirmenin arkasında yatan nedenleri gözönünde tutmadığı gibi bu nedenleri neden kabul etmediğini de söylememiştir. Diğer bir ifadeyle başvurucuların olayın 3713 sayılı Kanun kapsamında olduğuna ilişkin iddiaları açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucuların gerekçeli karar haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi kararı hakkında İHLAL kararı vermiştir.

Yüksek Mahkeme, gerekçeli karar hakkına vurgu yaparak, istinaf dairesi gerekçesini yetersiz bularak ihlal kararı vermiş olup, olayın 3713 sayılı Kanun kapsamında olduğuna ilişkin iddiaların açıklığa kavuşturulmamasını adil yargılanma hakkına aykırı bulmuştur.

Doğrudan terör olayları nedeniyle meydana gelen olaylarda olduğu gibi  "terör olaylarının neden ve etkisi ile" yada "terör bölgesinde meydana gelen trafik kazası" ile de vazife malulü sayılma durumu gündeme gelebileceğinden, bu tarz olaylarda sağlık durumu etkilenen personelin her halükarda vazife malullüğü için başvuru yapması, başvurun reddi halinde ise mesleğe giriş yılına göre idare mahkemesi yada iş mahkemesinde dava açması gerekmektedir. 


Av. Sadi KAYABAŞI 

Paylaş:
Son Blog Yazıları
22 Kasım 2024 Cuma
Pasaport Kanununun “Pasaport veya vesika verilmesi yasak olan haller:" kenar başlıklı 22. Maddesinde;Yurt dışına çıkmaları; mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere ve terör örgütlerine aidiyeti, iltisa...
18 Kasım 2024 Pazartesi
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olu...
15 Kasım 2024 Cuma
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10'uncu maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenl...