18 yaşından küçükken işlenen suçların kamu görevine engel olup olmayacağı yada bu suçlardan alınan hükmün açıklanmasının geri bırakılması yada erteleme kararlarının memur olarak atanmaya mani olup olmayacağı konusu KPSS sınavına hazırlanan adayların gündemini meşgul etmektedir.
En baştan söylemek gerekirse 18 yaşından küçükken işlenen suçlar memur olarak atanmaya engel değildir.
5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 10. Maddesinde:
"Onsekiz yaşından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arşiv kayıtları; ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebilir. kişilerin 18 yaşından küçükken işlediği herhangi bir suça ait kayıtların idari makamlara bildirilmesi hukuken mümkün değildir." kuralına yer verilmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun "Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma" kenar başlıklı 53. Maddesinde a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; … atamaya veya seçimine tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,.. yoksun bırakılma düzenlenmiş ise de aynı maddenin 4. Fıkrasında "… fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” denilerek 18 yaşından küçükler için memuriyet ve diğer belli haklardan yoksun bırakma devre dışı bırakılmıştır.
Öte yandan, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun “Özel nitelikli kişisel verilen işlenme şartları” kenar başlıklı 6. maddesinde; “(1)Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi,.. ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. (2) Özel nitelikte kişisel verilerin ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.” kuralına yer verilmekte olup, 18 yaşından küçüklerin ceza mahkumiyetinin rıza dışında işlenmesi hukuka aykırı kılınmıştır.
Nitekim, Danıştay 12. Dairesi "silahla yaralama" suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına; silahla tehdit suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karar verilen ve infaz koruma memuru olarak atanan kişi hakkında;
"davacının köy merası nedeniyle aralarında husumet bulunan kişilere karşı, silahla yaralama, silahla tehdit suçunu işlediği tarihte on sekiz yaşından küçük olduğu, "suça sürüklenen çocuk" sıfatıyla yargılandığı, olayın özelliği ve fiilinin niteliği göz önüne alındığında, bu durumunun hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasına yol açabilecek nitelikte olmadığı" gerekçesiyle atanmama işlemine ilişkin yerel mahkeme kararını bozulmasına karar vermiştir.
Aynı dosyada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da;
"Devletin çocukların korunması ile ilgili bahsedilen pozitif yükümlülükleri kapsamında hukukumuzda bazı kanuni düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Bunlardan biri de çocukların işledikleri bir suç nedeniyle kamu görevlerinden sürekli olarak yasaklanamayacaklarını öngören kanuni düzenlemedir, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde, kasten işlediği bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmuş ve fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış olanların sürekli bir kamu görevini üstlenmekten mahrum bırakılamayacakları ifade edilmiştir.
Aynı şekilde 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 3. fıkrasında, on sekiz yaşından küçüklerle ilgili adli sicil ve arşiv kayıtlarının, ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıkları, hakim veya mahkemelerce istenebileceği düzenlenmiştir. Buna göre on sekiz yaşından küçükken işlenen suçlara ait kayıtların, idari makamlara bildirilmesi hukuken mümkün değildir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve 2014/7256 başvuru numaralı "Fatih Saraman" kararında, on sekiz yaşından küçükken işlenmiş suç hakkında verilen kararın ancak yargı mercilerince istenilebileceği ve başvuru konusu olayda, bu nitelikteki bilgiler 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 3. fıkrasına aykırı şekilde idari makamlara verildiğinden özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; davacının on sekiz yaşından küçükken işlediği suça ilişkin kaydın, 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hükme aykırı şekilde idari makamlara verilmiş olduğu anlaşıldığından, anılan Kanun hükmüne aykırı şekilde elde edilen bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılan güvenlik soruşturması üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle ısrar kararını kaldırmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, 18 yaşından küçükken işlenen suçlar devlet memurluğuna yada kamu görevine engel değildir. Ancak bu suçlar nedeniyle güvenlik soruşturması olumsuz olduğundan bahisle yada başkaca herhangi bir nedenle atama gerçekleşmez ise, idare mahkemesine dava açarak memuriyete başlamak mümkündür.
Av. Sadi KAYABAŞI