Uzman Erbaş Kanun’un 12. maddesinde uzman erbaşların sözleşmesinin feshedilmesi ve TSK ile ilişiğinin kesilmesi hâlleri düzenlenmiştir. Anılan maddenin dördüncü fıkrasının (ç) bendinde taksirli suçlar nedeniyle altı ay veya daha fazla süre ile hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olma hâli, uzman erbaşların sözleşmesinin feshedilmesi ve TSK ile ilişiğinin kesilmesi hâlleri arasında sayılmıştır.Maddenin ç bendinde "ç) Taksirli suçlar nedeniyle altı ay veya daha fazla süre ile hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olanların," sözleşmesinin fesh edileceği düzenlenmekte olup, Antalya 4. İdare Mahkemesince yapılan başvuru üzerine anılan düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Yüksek Mahkeme Türk Ceza Kanununa atıf yaparak kast ve taksirin tanımını yapmış, ardından uzman erbaşların hukuki statüsü hakkında değerlendirmede bulunmuştur. Yüksek Mahkemeye göre "uzman erbaşların sunacağı güvenlik ve savunma hizmetlerinin devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerden olduğu, bu görevleri ifa eden uzman erbaşların diğer kamu görevlileri kapsamında yer aldığı sonucuna ulaşılmaktadır." kanaatine varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi 5237 sayılı Kanun’un 21. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır” cümlesine atıf yaparak suçların işlenmesinde asıl olanın kastın varlığı olduğu kanaatini taşımaktadır.Kararın devamında ise;
29. Suçun taksirle işlenmesinde kasıt unsurunun bulunmadığı ve failin suçun neticesini öngörmesinin veya istemesinin söz konusu olmadığı açıktır. Uzman erbaşların taksirli bir suçtan mahkûm olmasının, bu kişilerin millî güvenliğin sağlanmasına yönelik olarak yürüttükleri kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilebilmesine yönelik olumsuz bir etki doğurabileceğini söylemek güçtür. Bu itibarla bireylerin hayatın olağan akışı içinde, kasıt olmaksızın gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı belirli bir kamu hizmetinde bulunmalarına son verilmesinin görevin niteliğinden kaynaklanan bir sınırlama olduğunu söylemek mümkün değildir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. AYM, E.2020/14, K.2020/58, 15/10/2020, §§ 23-25).
30. Dolayısıyla taksirli suçlar nedeniyle altı ay veya daha fazla süre ile hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan uzman erbaşların kamu görevinde bulunmalarına son veren kuralın anayasal bağlamda meşru bir amacının bulunduğu söylenemez.
31. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir." gerekçesiyle taksirli suçlar nedeniyle alınan cezaların sözleşme feshine neden olan maddeyi iptal etmiştir.
Uzman erbaş olarak görev yapanların taksirli bir suç nedeniyle sözleşmelerinin feshi artık yasal olmayıp, daha önce bu nedenle sözleşmesi fesh edilenlerin ise idari yargı merciilerine başvurarak sözleşmenin feshi işlemini iptal ettirmeleri gerekmektedir.
Av. Sadi KAYABAŞI