Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonları tarafından yapılan zabıt katipliği sözlü sınavları öncesinde, sınav komisyonlarınca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin, tutanakta ayrı ayrı gösterilmesinin dışında adayların verdiği cevapların da kayıt altına alınmasının gerekli olup olmadığı, adaylarca verilen cevapların kayda alınmamasının yapılan sözlü sınavı hukuka aykırı hale getirip getirmeyeceği hususu farklı bölge idare mahkemeleri tarafından farklı değerlendirilmiş olup, istinaf daireleri kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi için konu Danıştay İdari Dava Daireleri gündemine gelmiştir.
Konya Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 10/05/2023 tarih ve E:2023/270, K:2023/879 sayılı kararında "İlgili Yönetmelik hükümlerinde, sözlü sınavın hangi usul ve esaslara göre yapılacağına dair kuralların belirlendiği ve sınavda değerlendirme tutanakları dışında herhangi bir kaydın tutulmasının zorunlu olmadığı görülmekle birlikte; esasen sözlü sınavlarda adayların girdiği sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesinin, bu tür işlemlerin nesnelliğini sağlayacağı; açık bir hüküm bulunmadığı sürece verilen cevapların kayıt altına alınmasının ise zorunlu olmadığının, Danıştay içtihatıyla da kabul edildiği," gerekçesiyle adayların verdiği cevapların da kayıt altına alınmasının gerekli olmadığı" vurgulanmış,
Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 24/11/2021 tarih ve E:2021/15, K:2021/2277 sayılı kararının ise;
"Sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılmasının esas olduğu, idari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olarak yapılacak bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin öngördüğü güvenceyi sağlamayacağı, Bu itibarla, davacının girdiği sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve sorulan sorulara adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesi, böylece sözlü sınavın nesnel olarak yapılması ve yargısal denetimin, tüm unsurlarıyla gerçekleştirilmesinin sağlanması gerektiği, Uyuşmazlık konusu olayda, davalı idare tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, her ne kadar sınavda sorulmak üzere önceden soru hazırlandığı anlaşılmakta ise de, hangi adaya hangi soruların sorulduğunun tutanak altına alınmadığı, davalı idare tarafından gönderilen belgeler arasında yer alan ve 75, 76 ve 77. soruların bulunduğu soru listesinden kaçıncı sıradaki soruların davacıya sorulduğunun belirsiz olduğu, davacının savunma dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde, kendisine davalı idarenin sunduğu bu soruların sorulmadığı, başka sorular sorulduğu ve sorulan sorulara doğru cevaplar verdiği, ayrıca "mesleki bilgi" alanında soru sorulmadığının ileri sürdüğü, bu yönüyle davacıya hangi soruların sorulduğunun ve davacının cevabının ne olduğunun belirsiz olduğu, böylelikle sözlü sınav sırasında davacıya yöneltilen ancak tespiti yapılamayan sorulara verilen cevapların kurulun her bir üyesi tarafından ayrı ayrı değerlendirilip, verilen puanların aritmetik ortalaması alınarak davacının sözlü puanının belirlendiğinin anlaşıldığı, Bu durumda, sözlü sınavın yargısal denetiminin yapılmasını sağlayacak biçimde sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanarak tutanağa bağlanmadığı, her adaya sorulan soruların ve cevapların kayda geçirilmediğinin anlaşıldığı, gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve E:2020/579, K:2020/845 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.
Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 31/12/2021 tarih ve E:2020/612, K:2021/1085 sayılı kararı, Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile aynı yöndedir.
Danıştay İDDK ise (2023/34);
"657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, söz konusu Kanun'a hâkim olan temel ilkelere yer verilmiş; bu ilkeler ise, sınıflandırma, kariyer ve liyakat olarak belirtilmiştir. Anılan Kanun'da, liyakat ilkesi, kamu hizmetlerine girmede, işin ehline verilmesi ve bu sistemin, eşit olarak tüm Devlet memurlarına uygulanmasını sağlamak olarak ifade edilmiştir.
Kamu görevine girme ve yükselmede liyakat ilkesi çerçevesinde, mevzuatımızda genel olarak yazılı sınavların yanında, sözlü ve/veya mülakat sınavlarına da yer verilmektedir. Görsel, işitsel ve anlık gözlemlere yönelik değerlendirmeler içeren sözlü ve/veya mülakat sınavlarının da objektif nitelikte olması zorunludur. Diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi, sözlü sınavda başarısız sayılma işlemlerinin de, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygunluğunun denetiminin yapılması gerekmektedir. Sözlü sınavların yargısal denetimine ilişkin olarak; adayların girdiği sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin, tutanakta ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği, bu durumun sözlü sınavın nesnelliği ve yargısal denetimin gerçekleştirilmesini sağlayacağı içtihat olarak benimsenmekte olup, bu prosedürler yerine getirilerek yapılan sözlü sınavların, hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonları tarafından yapılan zabıt katipliği sözlü sınavları öncesinde, sınav komisyonlarınca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması, her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesinin dışında, adayların verdiği cevapların da kayıt altına alınmasının gerekmediği, adayların sorulara verdikleri cevapların kayda alınmamasının, yapılan sözlü sınav işlemini hukuken sakatlamayacağı sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle adayların verdiği cevapların kayıt altına alınmasının gerekmediği sonucuna varılmıştır.
Kanaatimizce karar hukuken hatalı olup, zaten şaibeli olan sözlü sınavları daha da şaibeli hale getirebilecek niteliktedir. Diğer hususlar yanında adaya hangi soruların sorulduğu, hangi soruyu ne ölçüde ve ne şekilde cevapladığı, kavrama ve ifade yeteneğinin neye göre belirlendiği hususlarının tutanağa yansıması gerektiği gibi elenen ve dava açan adayların başarılı sayılan diğer adaylarla kıyaslanmasına da olanak tanıyacak kayıtların tutularak yargı denetiminin sağlanması gerekmektedir.
Son dönemde bazı idari yargı mercilerinin devletten yana taraf olmak gibi bir hastalığa düçar oldukları görülmektedir. Kamu kurumlarının aktüeryal dengelerini gözetmek mahkemenin görevi değildir. Yargı makamları anayasa uyarınca devlet adına değil TÜRK MİLLETİ ADINA karar verir.Devlet adına değil millet adına karar verildiği unutulmamalıdır.
Av.Sadi KAYABAŞI