Islah imar planları, plansız ve sağlıksız olarak oluşmuş yapı topluluklarının imar mevzuatına uygun hale getirilmesi amacı ile yapılan planlardır.Mevzuatımızda iki kanunda (775 sayılı Gecekondu Kanunu ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkında Kanun) ıslah imar planı hazırlanması öngörülmüştür. Bu Kanunların yanı sıra 2985 sayılı Toplu Konut Kanununda gecekondu alanlarında planlama ile ilgili hükümler yer almaktadır.
Islah imar planı, 2981/3290 sayılı ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak işlemler hakkında kanun ile tanımlanmış, 1/1000 ölçekte hazırlanan, uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı plandır.
3290 Sayılı Kanun İle Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 Sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Tanımlar ve Kısaltmalar başlıklı 4.Maddesinde Islah İmar Planı tanımlanmıştır.Islah imar planı: Düzensiz ve sağlıksız biçimde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle, mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır.
Yönetmeliğin Islah İmar Planı yapılacak yerler başlıklı 20. Maddesinde ıslah imar planının; a) Bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlarında, b) Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde, c) Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle, uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda, d) Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye ya da valilikçe belirlenen, özel parselasyon planı bulunan alanlarda, yapılacağı düzenlenmektedir.
2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca imar uygulaması yapılabilmesi için öncelikle ıslah imar plânının yapılması gerekir. Islah imar plânlarının sınırı ise, 10.11.1985 tarihine kadar tamamlanmış veya temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları veya kat kolonları dökülmüş bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış olan, kanun kapsamındaki yapıların bulunduğu alanın sınırı olarak ele alındığına göre, bu belirlemeden de hareket edilerek, 10/c uygulaması yapılabilmesi için uygulama alanının 10.11.1985 tarihinden önce 2981 sayılı Yasanın Uygulama Yönetmeliğinin 20’nci maddesinde açıklanan şekilde yapılmış olması gerekir. Yani 10-c uygulaması yönetmelikte belirtilen; a) Bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış gecekondu alanlarında, b) Üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde, c) Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle, uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda, d) Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye ya da valilikçe belirlenen, özel parselasyon planı bulunan alanlarda yapılır. Örneğin, bugün itibariyle, 10.11.1985 tarihinde üzerinde hiç yapı bulunmayan ancak şimdi sözü edilen 20’nci maddede belirtildiği gibi oluşan karmaşık yapılaşma nedeniyle, imar plânı uygulamasını imkânsız hale gelse bile, artık bu sahada 10/c maddesi uyarınca imar uygulaması yapılması mümkün değildir. Çünkü dayanak olan ıslah imar plânının yapılması mümkün değildir. O halde, bu sahalarda olağan imar uygulaması olan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18’inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesinin yapılması gerekmektedir.
Islah imar planları yukarıdaki mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kendine has ilke ve esasları olan planlardır. Daha çok 2981 sayılı Kanun kapsamında yapılan ve yapılması gerekli olan planlar olup, Kanunun tanıdığı sürenin dolduğu dikkate alındığında artık ıslah imar planı ve bu plana dayalı imar uygulaması yapılmasına olanak yoktur.
Danıştay 6. Dairesinin E: 1989/2043, K: 1989/2436 sayılı kararında;
"2981 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte inşa edilmiş veya inşa halindeki Yapılarla 10.11.1985 tarihinden önce yapılmış veya inşaasına başlanmış yapıların bu Kanun hükümlerinden yararlanabileceği, sözü edilen yapı sahiplerinin en geç 7 Aralık 1986 tarihine kadar ilgili idarelere başvuruda bulunabilecekleri, tesbit ve değerlendirme dosyalarının yeminli özel teknik bürolarca en geç 7Eylül 1987 tarihine kadar tamamlaması gerektiği, ilgili idarelerin bu dosyaları en geç 7 Aralık 1987 tarihine kadar sonuçlandırmak zorunda oldukları, idarelerce re'sen yapılacak tesbit ve değerlendirme işlemlerinin de ancak genel olarak tesbit ve değerlendirme işlemleri için öngörülen 7Aralık 1987 tarihinden önce yapılması gerektiği, dolayısıyla artık tesbit ve değerlendirme işlemlerinin sonuçlandırılması için öngörülen 7 Aralık1987 tarihinden sonra idarelerin re'sen tesbit işlemleri yapamayacağı nedeniyle bu tarihten sonra ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı biçimde yapıldığı tutanakla saptanan yapılar hakkında 2981 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanamayacağı, bu yapıların 3194 sayılı imar Kanunu hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Aksine bir değerlendirmenin, belirli bir dönemde yapılan veya yapılmakta olan yapıların affını öngören 2981 sayılı Yasanın belirsiz bir zaman süreci içerisinde uygulanması sonucunu doğurur ki bu da anılan Kanunun amacına aykırı düşecektir." denilmektedir.
Danıştay 6. Dairesinin E: 2016/11674, K: 2020/9200 sayılı kararında;
"2981 sayılı Kanun kapsamında yer alan 10/c hükmünün uygulanması ancak parselasyon yapılacak alanda ıslah imar planı yapılmış olması halinde mümkün olup, uygulama imar planı bulunan alanlarda 2981 sayılı Kanun kapsamındaki 10/c hükmünün uygulanması hukuken mümkün olmadığından, yukarıda anılan mevzuat hükümlerine aykırı olarak 2981/3290 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca tesis edilen parselasyon işlemlerinde bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."
Danıştay 6. Dairesinin E: 2018/2604, K: 2022/3364 sayılı kararında;
"Parselasyon işleminin 1/1000 ölçekli uygulama imar planına istinaden, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve mülga 2981 sayılı KanununEk-1. maddesi ile birlikte mülga 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uygulanmak suretiyle tesis edildiği anlaşılmıştır. Uygulama imar planı bulunan bir alanda, yukarıda zikredilen kanun maddeleri ile birlikte mülga 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesinin uygulanmasına hukuken olanak bulunmadığından parselasyon işleminde bu yönüyle de hukuka uygunluk görülmemiştir." denilmektedir.
Danıştay 6. Dairesinin E: 2018/5773, K: 2021/8453 sayılı kararında;
"3194 sayılı Kanun hükümleri çerçevesince uygulama imar planının kabul edildiği, yargı kararlarıyla uygulama imar planı bulunan alanlarda 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca parselasyon yapılamayacağı gerekçesiyle parselasyon işlemini iptal etmesi üzerine uygulama imar planının ıslah imar planı olarak kabul edilmesinin ıslah imar planının amacına aykırı olduğu, daha önce bölgede uygulama imar planı yapıldığı da dikkate alındığında bu alanda 2981 sayılı Kanun kapsamında ıslah imar planı yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca bir bölgede uygulama imar planı yapıldıktan sonra artık ıslah imar planı yapılması mümkün değildir." cümlelerine yer verilmektedir.
Islah imar planları 2981 sayılı Kanun uyarınca gecekondu bölgelerinin dönüşümü için yapılması öngörülen planlar olup, yapılması ve onaylanması özel şartlara bağlıdır. Gecekondu Kanunu da Toplu Konut İdaresi Başkanlığının denetimi altında, ilgili belediyelerce ıslah imar planı yapılabileceğini öngörmekte ise de, belediyelerin bu yöntem yerine doğrudan 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planlar yaparak kentsel dönüşüm uygulamaları yaptıkları görülmektedir.
Av. Sadi KAYABAŞI